Son bir haftadır medya, Rus ordusunun Kiev yakınlarındaki Buça’da yüzlerce sivili infaz ettiği haberleriyle dolu. Bunlar ciddi iddialar ve peşinden Brüksel’in Rusya’ya yönelik 5. yaptırım paketi de gelmiş oldu.
Ancak Buça’da yaşananın provokasyon olduğunun ispatı zor değil.
Rusya Savunma Bakanlığı, Rus ordusunun Buça’dan 30 Mart’ta çıktığını duyurdu. Buna itimat edilmezse, Buça Belediye Başkanı Anatoliy Fedoruk’un 1 Nisan’da yayımladığı video mesaj var.
Başkan Fedoruk, 31 Mart’ın kentin tarihine geçeceğini, kentin kurtarıldığını ve Rus ordusunun çekildiğini ilan ediyor. Sokaklardaki cesetleri her ne hikmetse 4 gün boyunca gören eden olmamış. Savaş suçunu haberleştirmek için alana muhabir göndermek için niye 4 gün beklediler? Aradan geçen 4 günlük süreçte belli ki bir şeyler olmuş.
Kentin her yerinde cesetler var. Rus ordusu ardında bunları bıraktıysa, Belediye Başkanı o video mesajda bu kadar ağır bir savaş suçunu ifşa etmeyi akıl edemedi mi?
Rus ordusunun yanında olan muhabirlerden biri, Buça’daki ahalinin başta Ruslardan korktuğunu; ancak sonra askerlerin kumanya, jeneratör, ilaç, mazot vs. yardımı yapmasıyla durumun hızla yatıştığını söylüyor.
Bununla beraber yerlerde yatan cesetlerin çoğunda beyaz kol bantları var. Bunları Rus askerleri ve Donbass milisleri takıyor. Muhabir, ayrıca Buça’daki birçok kişinin de Rus askerleriyle dayanışmak için beyaz kol bandı taktığını söylemiş. Manzaraya bakınca Ukraynalı neo-Nazi taburların kentte Rus ordusunu desteklediğinden şüphelendikleri herkesi kılıçtan geçirdiğini düşünmek çok daha mantıklı, ki buna dair ipucu da mevcut.
“SAFARI” alayı ve “Buça’yı Rusların suç ortaklarından temizleme harekatı”
Ukrayna’nın önde gelen haber portallarından, İngilizce, Rusça ve Ukraynaca yayımlayan Ib.ua’da 2 Nisan’da çıkan bir haber dikkate değer. O tarihte portalda, “SAFARI özel kuvvetler alayı, Buça’yı Rusya’nın sabotajcılarından ve suç ortaklarından temizleme harekatı başlatıyor” başlıklı bir haber yayımlandı.
Haber oldukça nahif bir dille yazılmış ve çok az bilgi içeriyor, ancak “Rusya’nın suç ortaklarının tasfiyesinden” bahsetmesi ilginç. Rus ordusunun 30 Mart’tan bu yana orada olmadığını her iki savaşan taraf da ilan ettiğine göre, kentte temizlik harekatını kimin yaptığı sorusunun sorulması lazım.
Yıllar evvel Ukrayna’ya gelerek neo-Nazi Azak Taburu’na katılan ve 2019’da eski Devlet Başkanı Pyotr Poroşenko’nun vatandaşlık verdiği Belarus asıllı Sergey Korotkih, Buça’daki “temizlik harekatına” katılanlar arasında. İnternette paylaşılan bir videoda Korotkih, “Mavi kol bandı takmayanlar var, ateş etsem olur mu?” sorusunu soruyor, “Elbette” yanıtını alıyor.
30 Mart ile 2 Nisan günleri arası Buça ahalisi için belli ki zor geçmiş; Rus ordusu çoktan ayrılmış ve Ukrayna kuvvetleri henüz gelmemişti. Bu tarihlerde kenti kimin devralacağı konusunda büyük bir kaygının var olduğu aşikar. Bu, ahalinin o sırada neden hem beyaz hem de mavi kol bantlarıyla dolaştığını açıklıyor. Bununla birlikte “SAFARI” alayı kenti “Rusya’nın suç ortaklarından kurtarmak için” harekete geçtiğinde, bazı kayıplar vermiş olmalı.
2 Nisan’da “temizlik harekatı” başladı ve 3 Nisan’da Kiev, cesetleri Rus ordusunun kurbanları olarak dünya kamuoyuna sundu… Diyelim ki Ruslar, Buça’da savunmasız sivilleri katletti, Batı’nın yeni bir propaganda dalgası başlatacağı ihtimalini gözeterek, cesetleri sokaklardan toplamaları gerekirdi.
Uydu görüntüleri
Pentagon Sözcüsü John Kirby’in 4 Nisan’da düzenlediği olağan basın toplantısında Buça hadisesi öne çıkan konulardan biri oldu ve çok sayıda soru soruldu. Sözcü, sorulara çok kaçamak yanıtlar verdi.
Basın toplantısının sonuna doğru Kirby’in Buça’da çekilen uydu görüntülerine ilişkin soruya verdiği yanıt şöyle:
“Soru: Teşekkürler. New York Times, uydu görüntülerinin haftalardır Buça’da öldürülen insanları gösterdiğini bildiriyor. Merak ediyorum; Savunma Bakanlığı, Ruslar hala Buça’dayken cesetler, toplu mezarlar, Rusların bu infazları gerçekleştirdiğini ispat eden kanıtlar görüp görmediğini söyleyebilir mi?
Kirby: Sanırım bugün bunun hakkında konuştum. Demek istediğim, sizin gördüğünüz aynı görüntülerin birçoğunu kesinlikle biz de gördük. Tabii ki Ukraynalı ortaklarımızla temas halindeyiz. Bu vahşetin Ukraynalıların söylediği ölçekte gerçekleştiğini ve Rusların sorumlu olduğunu hiçbir şekilde çürütecek durumda değiliz”.
Basın toplantısı boyunca Kirby, medyada çıkan görüntülere ve Kiev’den gelen iddialara atıfta bulundu. Fakat Pentagon’un kendi kanıtı veya istihbaratı olup olmadığına açıklık getirmedi.
Sözcü Kirby’in “medyada çıkan görüntüler”den bahsettiği şey, Maxar Technologies’in yayımladığı uydu fotoğrafları. Maxar’ın fotoğrafları ise 19 ve 21 Mart tarihlerine ait. Mart ayının ikinci haftasından sonra Buça’daki hava sıcaklığının 10 ila 15 derece arasında olduğunu ve dolayısıyla nisan ayının başına kadar sokaklarda bekleyen cesetlerin çürümeye başlamış olması gerektiğini kimse sorgulamıyor. Ayrıca Maxar’ın, fotoğrafları yayımlamak için seçtiği zamanlama da dikkat çekici.
Öte yandan Maxar’ın kendi web sitesindeki bilgilere göre şirket, 4 ayrı Pentagon programında yer alıyor. Şirket, Pentagon’un çok yakın ortağı ve Trump döneminde kurulan Uzay Kuvvetleri’nin de parçası. Kirby’in kendi kanıtları olup olmadığına açıklık getirmeye tenezzül etmemesi, belki de bu yüzdendi.
Cui bono?
Ortada soruşturulan bir suç var ve faili aranıyorsa şayet, bu suçtan kimin istifade ettiğini sormak mecburi. Rusların savunmasız sivilleri katlettiğini varsaysak bile, bunları sokak ortasında bırakmak için hiçbir sebepleri yok. Batı’nın propaganda harekatını göz önüne alarak ya götürür gömer ya da başka bir yere taşırlardı; sokakta bırakacak halleri yoktu.
Tüm bu yaşananın birincil menfaatçisi ABD. Rusya’yı boğmak için Washington, Ukrayna’daki savaşı mümkün olduğunca uzun sürdürme niyetinde. Ve bir şey daha var; 30 Mart’ta İstanbul’da yapılan müzakerelerde Rusya ile Ukrayna arasında ilk geçici yakınlaşma yaşandı. Barışın tesis edilmesi, Ukrayna’nın ülkesinde herhangi bir yabancı asker konuşlandırmayan, tarafsız ve nükleer silahlardan arınmış bir ülke haline gelmesi; bunun karşılığında da BM Güvenlik Konseyi’nin tüm daimi üyelerinden ve diğer birkaç üyeden güvenlik garantisi almasıyla mümkün.
Dolayısıyla Washington’un, İstanbul’da kurulan masaya gösterdiği refleks epey temkinliydi. Diğer ülkeler ABD kadar isteksiz değildiler ve barış anlaşmasından sonra Ukrayna’ya garantör olmak ve güvenlik garantileri vermek konusunda prensipte istekli olduklarını açıkladılar.
Bu artık sonra erdi; zira Buça’dan gelen görüntülerden sonra hiç kimse Moskova ile Kiev arasındaki müzakereler hakkında bir şey duymak istemiyor.
Keza Ukrayna Dışişleri Bakanı Dmitriy Kuleba’nın verdiği mesaj da şu oldu: “Bu koşullar altında diplomasinin ya da barış anlaşmasının, barış sürecinin temel direği olmadığını itiraf etmeliyim. Barışı savaş alanında kazanmak zorundayız”.