Salı, Temmuz 1, 2025
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
No Result
View All Result
ideo
No Result
View All Result

Kamu işçisine büyük tuzak: Seçimsiz dönemde sefalet ücreti

ideo ideo
25 Haziran 2025
Ekonomi
Kamu işçisine büyük tuzak: Seçimsiz dönemde sefalet ücreti

Yaklaşık 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmesi (TİS) Çerçeve Protokolü görüşmelerinde AKP, emekçileri sefalete mahkûm etmeye hazırlanıyor.

2023 yılındaki seçimler nedeniyle kamu işçilerine resmi enflasyonun da üzerinde zamlar yapılmıştı. Ancak 2025’e gelindiğinde seçimlerin ufukta görünmemesi nedeniyle durum kamu işçisinin aleyhine döndü.

Yüzbinlerce kamu işçisini beş aydır belirsizlik içinde bekleten hükümetin sunduğu zam önerisi, büyük bir hayal kırıklığı yaratırken işçilerden büyük bir itiraz gelmediği sürece maaşların 2026 ve 2027 için ciddi anlamda ezilmesi söz konusu olacak.

Her şeyden önce şubatta başlaması gereken süreçte hükümet sendikaları aylarca oyaladı ve sendikalar bu duruma ses çıkarmadı. Bu da işçiler için şimdiden büyük bir kayıp yaratmış durumda. Geçmişe dönük zam farklarının geç ödenmesi, hem yüksek vergi oranları nedeniyle maaşların azalmasına hem de maaşların şimdiden enflasyon karşısında farkların erimesine neden olacak.

Hakaret gibi teklif

Toplu sözleşme sürecinde işçileri Türk-İş ve Hak-İş, işveren pozisyonundaki hükümeti ise TÜHİS (Türkiye Ağır Sanayi ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası) temsil ediyor. TÜHİS’in ilettiği ilk teklif, 2025’in ilk yarısı için yüzde 16, ikinci yarısı için yüzde 8, 2026’nın ilk altı ayı için yüzde 7, ikinci altı ayı içinse yalnızca yüzde 5 seviyesinde. Bu teklifin adeta bir hakaret anlamına geldiğini söylemeye bile gerek yok. Bu oranlar, hem yüksek enflasyon hem de artan yaşam maliyetleri karşısında maaşların resmen biçilmesi demek.

Türk-İş ve Hak-İş, kamuda ödenen en düşük günlük ücretin 1800 liraya çıkarılması yönünde talepte bulunmuştu. Günlük taban ücretin yükseltilmesinden sonra işçilere kıdem zammı verilmesi ve bu tutarın 2025’in ilk yarısında yüzde 50 oranında artırılması talep edilmişti. İki konfederasyon, 2025’in ikinci yarısı ile 2026’nın tamamında ücretlere yüzde 25 oranında zam yapılmasını ve her dönem bu orana ek olarak yüzde 10 refah payı eklenmesini istedi.

Şu an kamu işçisinin ortalama brüt günlük ücreti 1400–1500 TL, aylık brüt geliri ise yaklaşık 44–45 bin TL düzeyinde. Ancak vergi kesintileri ve sosyal güvenlik primleriyle birlikte bu rakam işçilerin eline geçen net ücrette 40–42 bin TL’ye kadar düşüyor. Kıdem ve sektör farklılıklarına göre bu miktarın daha da altında kalan işçiler bulunuyor.

Türk-İş ve Hak-İş’in sunduğu öneri 2025’in ilk altı ayında yaklaşık yüzde 80, yıl genelinde ise yüzde 125 kümülatif zam anlamına geliyor. Buna karşılık hükümetin teklif ettiği zam oranı yıl genelinde yüzde 25 civarında.

İşçiye ikinci tuzak

Türk-İş kamu işçilerinin bu teklifine cılız da olsa ses çıkarıyor. Eylem programını hayata geçiren konfederasyon işin grev boyutuna da varabileceğini söylüyor. Ancak burada kamu işçilerini bekleyen bir tuzak daha bulunuyor. Öncelikle TEİAŞ, DSİ, TPAO ve BOTAŞ gibi pek çok işyerinde kanuni olarak grev yasağı bulunuyor. Kanun su, petrol, elektrik üretimi ve dağıtımı gibi pek çok alanda grevleri yasaklamış durumda. Diğer taraftan grev yasağına tabi olmayan iş kollarındaki çalışanların da Cumhurbaşkanı’nın fiili grev yasağına dönüşen ‘grev erteleme’ kararına maruz kalması bir hayli yüksek bir ihtimal.

Türk-İş’in servisten erken inme, işyerleri önünde basın açıklaması okuma gibi son derece ‘makul’ eylemleri dahi şimdiden iktidarın hedefine girmiş durumda. Sendikanın eylem kararı almasının ardından, bazı valiliklerin kamu işyerlerine işçilerin yürüyüş ve gösterilerine yönelik yasaklayıcı genelgeler gönderdiği öğrenildi. Türk-İş Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar’ın açıklamasına göre, sendikal eylemler şimdiden baskı altında tutulmak isteniyor.

Emekçinin tek seçeneği direniş

Burada kamu işçisinin önünde tek bir yol kalıyor. O da emekçi toplum kesimleri tarafından desteklenecek gerçek bir direnişle hükümeti haklarını vermeye mecbur etmek. Sendikaların yasaklara boyun eğdiği ve kararı Yüksek Hakem Kurulu’na bırakarak hükümete boyun eğdiği senaryo, işçilerin iki yıl boyunca hem ciddi bir vergi yükünün hem de enflasyonun altında ezilmesi anlamına gelecek.

Kamu işçileri insanca yaşanacak ücreti hak ediyor. Kamu işçilerinin gerçek bir itirazdan doğabilecek olası kazanımları ise yoksulluk ve açlık sınırının altında ücretlerle geçinmeye çalışan ve özel sektörde çalışan milyonlarca emekçiye de yol gösterecek.

ideo

ideo

Diğer içerikler

Dünya Bankası’ndan Türkiye atağı: Krediler ne anlama geliyor?
Ekonomi

Dünya Bankası’ndan Türkiye atağı: Krediler ne anlama geliyor?

Serkan Yücel
7 Mayıs 2024
Büyüyen konut krizi ve çözüm önerileri
Ekonomi

Büyüyen konut krizi ve çözüm önerileri

Ercan Bölükbaşı
11 Ekim 2023
21 Yıllık Yağma – 2: Bizi Kim Yoksullaştırdı? | Deniz Ali Gür
Ekonomi

21 Yıllık Yağma – 2: Bizi Kim Yoksullaştırdı? | Deniz Ali Gür

Deniz Ali Gür
13 Nisan 2023
21 Yıllık Yağma – 1: Halk Nasıl Yoksullaştı? | Deniz Ali Gür
Ekonomi

21 Yıllık Yağma – 1: Halk Nasıl Yoksullaştı? | Deniz Ali Gür

Deniz Ali Gür
13 Nisan 2023
Quo vadimus: ABD’deki banka iflaslarının anatomisi | Sait Çakır
Ekonomi

Quo vadimus: ABD’deki banka iflaslarının anatomisi | Sait Çakır

Sait Çakır
13 Nisan 2023
ideo

© 2024 ideo

  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
  • Künye

Takipte kalın

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
  • Künye

© 2024 ideo