Salı, Temmuz 22, 2025
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
No Result
View All Result
ideo
No Result
View All Result

Kriz, ayaklanma, devrim: 236. yılında Bastille Baskını

ideo ideo
14 Temmuz 2025
Dünya
Kriz, ayaklanma, devrim: 236. yılında Bastille Baskını

Bastille Hapishanesi’nin basılmasıyla yalnızca mutlak monarşinin simgesel bir yapısı yıkılmakla kalmadı; aynı zamanda halkın doğrudan eylemiyle siyasal egemenliğin meşruiyeti de sarsıldı.

Mehmet Can Karaca

Fransa’da 18. yüzyılın sonlarında yaşanan sınıflar arası sermaye aktarımı ve toplumsal dönüşümler, burjuvazinin devrimci bir halk ayaklanmasıyla siyasi iktidarı ele geçirme mücadelesini tetikledi. 14 Temmuz 1789’daki Bastille Hapishanesi Baskını, bu sürecin simgesi olarak Eski Rejim’in sona erdiğini ve cumhuriyetin evrensel değerlerinin ilk kez güçlü şekilde iktidara taşındığını gösterdi.

Fransa’da burjuvazi kuvvet topluyor

Fransa’da şimdi Eski Rejim olarak adlandırılan dönemde 18. yüzyılın son on yıllarında sınıflar arası büyük bir sermaye aktarımı yaşandı. Yedi Yıl Savaşları (1756-1763) Fransa Krallığı’nın bütçe açıkları vermesine sebep oldu. Devlet, borçlarını özel bankalardan temin etmek zorunda kaldı. Fransız hanedanına verilen bu borçlar banker ailelerin güçlenmesine, yani sermayenin feodal aristokrasiden mali burjuvaziye aktarılmasına sebep oldu. Borçların faizleri sayesinde kar elde eden bankerler, devletin de alacaklısı konumundaydı.

Küresel ölçekte sömürgeleri bulunan Fransa Krallığı’nın ticaret kapasitesi Fransız Doğu Hindistan Şirketi gibi vergide ayrıcalık tanınan kurumlarının kısa zamanda zenginleşmesine sebep veriyordu. Yine bu ticareti imkanlı kılan sanayi üretimi de gün geçtikçe artmak zorundaydı ki buradan faydalanan yine büyük sanayi burjuvazisi oldu.

18. yüzyılın sonunda kısa durgunluk dönemleri dışında Fransa için ekonomik büyüme görülüyordu. Artan nüfus, büyüyen kentler ve çoğalan ihtiyaçlar demekti. Kentlerde ev yapımı ve altyapı inşası arttıkça bu ortam yeni çalışma alanları ve iş imkanları sunuyordu. Tekstil, dericilik, metal işlemeciliği gibi büyüyen sektörler, aile emeğine dayalı düşük sermayeli binlerce küçük işletmenin faaliyete geçmesine sebep oldu. 

Nüfustaki çoğalma tarım faaliyetlerini de etkiliyordu. Fransa’nın elindeki tarıma uygun arazinin artış hızı, nüfus artış hızına yetişemiyordu. Toprağın veriminin bu hızlar arasındaki farka yetişememesi gıda arzının düşük kalması anlamına geliyordu. Tarım ürünlerindeki fiyatların artmasına yol açmakla kalmayıp bu artış atölye ve sanayi ürünlerinin de pahalanması demekti. 

Ama üretim maliyetlerindeki artış hızı, işçilerin ücretinin artış hızından azdı. Burjuvazinin iş hacmi de genişlemekteydi. Bu demek oluyordu ki işçilerin reel ücretleri düşerken sermaye sahiplerinin karları artıyordu. Çalışanlar için dinmeyen hayat pahalılığı söz konusuydu. Bir diğer deyişle, işçiler yoksullaşırken burjuvazi zenginleşiyordu.

İşçi sınıfının devrimdeki edilgen rolü

İşçi sınıfı kentlerde serpilirken dağınık bir görüntü de çiziyordu. Genellikle küçük işletmelerde çalışan işçiler bu aile işletmelerinin doğal bir parçasıydılar. Bazen atölyelerinin patronlarıyla aynı hanede yaşıyorlar, aynı masada yemek yiyorlardı. İşçiler ve küçük işletme sahipleri arasında büyük yaşam standardı farklılıkları gelişmemişti. Daha yeni büyüyüp serpilmekte olan işçi sınıfı aynı zamanda Fransa Krallığı çapında yarım milyondan fazla atölyeye, işletmeye, dükkana dağılmıştı. Bugün görmekte zorlanmayacağımız ekonomik çelişkiler, sınıfsal karakter kazanmakta olan işçi sınıfı ve burjuvazi için 18. yüzyılın sonunda daha olgunlaşmamıştı. Bu, işçileri ilerleyen yıllarda burjuvazinin iktidara karşı yükselteceği ekonomik ve siyasi taleplerin etrafında toplanmaya zorunlu kılacaktı.

Kırsal kesimde ise topraklar küçük ve büyük toprak sahibi ailelerin elinde bölüşmüş haldeydi. Soyluların elindeki topraklarda çalışan köylüler düzenli olarak toprağın sahibi soyluya ve kiliseye vergi vermekle yükümlüydü. Büyük toprak sahipleri dışında küçük toprak sahibi köylüler vergileri ve maliyetleri çıkardıktan sonra sadece kendisini geçindirecek kadar ürün satabiliyordu. Artan ürün fiyatları ve aile nüfusunun artması da yine bu duruma yardımcı olmuyordu. Toprak kiralayarak tarım yapan çiftçiler için artan kira gerçekliği de ortadaydı.

Devrime doğru kriz yoğunlaşıyor

1788 kışında vuran don tarım üretimini felce uğrattı. Tarım ürünlerindeki eksik üretim, ürün fiyatlarının artmasına sebep olur. Tarımdaki eksik üretimin bir uzantısı olarak sanayide de eksik üretim yaşandı. Çalışana işsizlik ve açlık demek olan bu tablo 1789 yılında siyasal ve toplumsal kriz başlıklarının derinleşmesine yol açacaktı. Aynı yıl tetiklenen ekonomik bunalım büyüyen burjuvazi ile aristokrasinin sınıf uzlaşmazlıklarını kopuş noktasına getirecekti.

Eski Rejim’in son çeyrek yüzyılında işçi ve köylülerin hayat şartları zorlaşırken burjuvazi zenginleşiyordu. Fakat burjuvazi sadece sermayesini büyütmeyi değil, siyasal egemenlik alanında da pay sahibi olmayı arzuluyordu. Fransa Krallığı’nın idaresi soylularla sınırlıydı. Ordu içerisinde siyasi etkinlik sağlayabilecek pozisyonlar için kesinlikle soyluluk aranıyordu.

Burjuvazinin aristokrasiyle iktidarı paylaşma yönündeki ılımlı niyetleri Genel Meclis mensuplarınca sert retlerle karşılanıyordu. Fransa’nın toplumsal yapısı, sınıf kavramının bir öncülü olarak anlaşılabilecek “tabaka”lara ayrılmıştı. Burjuvazinin istediği ise bu zümreleşmenin olmadığı yeni bir toplum modeline çıkıyordu. Soyluluğun imtiyazlarını lağvedecek olan eşit yurttaşlık talebi iktidar rejimi ile tabandan zıttı. Burjuvazinin sol kulüpleri, siyasal iktidara doğru açacakları yolu halkın da desteğini örgütleyerek devrimci mücadeleye dönüştürmeye kararlıydı.

Siyasi mücadeleden silahlı mücadeleye

Büyüyen kentler aynı zamanda siyasal alanlar olarak nitelik kazanmıştı. Maximilien Robespierre, Jean-Paul Marat, Georges Danton, Emmanuel Joseph Sieyès gibi döneminin radikal burjuva önderleri ellerinde tuttukları komiteler ve belediyelerde amaçları doğrultusunda faaliyet gösterdiler. Kentlerde siyasal düşünce ve yaşamı denetlerlerken orduda aristokrat kökenli olmayan subaylar ile de ilişki içerisine girerler. 

Bugünkü siyasal partilerin bir öncülü olarak görülebilecek “kulüpler”de örgütlenen bu önderler idari yaşama müdahale ederler. Halkın içerisinde nüfuz alanlarını geliştirip aristokrasiye karşı yurtseverleri korurlar. Devrimci mücadeleye bir zarar olarak gördükleri kamu otoritelerine muhalefet ederler ve sivil itaatsizlik eylemleri gerçekleştirirler. Bu kulüpler arasından Jakobenler olarak adlandırılan kulüp, döneminin en radikal örgütlerinden olmakla beraber devrimden sonra alacağı idari ve hukuki önlemlerle aristokrasinin ve ılımlı burjuvaların iktidarda hak sahipliği iddia etme imkanını sıfırlamaya çalışacaktı.

Gazete, afiş ve broşürleriyle beraber ordu içerisine giren devrimci kulüpler, eşit yurttaşlık taleplerini alt kademe subaylara ve erlere ulaştırırlar. Propagandaları o kadar güçlüdür ki burjuvazinin milisi olan Milli Muhafız Ordusu, Fransa genelinde 3 milyon mensuba ulaşacaktı.

Tüm bu birikimle beraber devrimci burjuvazi, aristokrat rejimin karşısında adeta bir kamu iktidarı olarak kendisini gösterir. Burjuvazinin devrimci meclisinin sivil ve askeri örgütlenmesinin, aristokrasinin Genel Meclis’ine (Fr: Etats-Généraux) karşı silahlı çatışmasının başlaması an meselesi olmuştur.

Halk ayaklanması ve silahlı mücadele

Genel Meclis, Haziran 1789’da vergi reformunu görüşmek için Kral XVI. Louis tarafından toplandı. Devrimci burjuvazinin içinde bulunduğu Üçüncü Tabaka (Fr: Tiers Etat), burada eşit oy hakkı talep etti, ancak soylular ve din adamları buna direndi. Üçüncü Tabaka temsilcilerinin meclisten uzaklaştırılması sonucu devrimci burjuvazi önderliğinde Ulusal Meclis ilan edildi. Bu fiilen kurulan kamu iktidarının ilk resmi organı olacaktı. 

İlerleyen haftalarda artan gerginlik işçilerin ve köylülerin protestolarına yol açtı. Hayat pahalılığı arttıkça ücretler de erimekteydi. Atölye çalışanları ayaklandı, yollar barikatlarla kapatıldı, rıhtımlar işgal edildi. Paris’teki tahıl ambarları ve kilise mülkleri halk tarafından yağmalanmaya başlandı.

Halkın desteklediği bir figür olan maliye bakanı Jacques Necker’in 12 Temmuz’da görevden alınmasıyla protestolar arttı ve Kral XVI. Louis ayaklanmayı bastırmak üzere birliklerini gönderdi. İşçiler ve köylülere Milli Muhafız Ordusu’nun ulaşmasıyla krallığın askerlerine karşı silahlı çatışmaya girişti.

Bastille Hapishanesi zapt ediliyor

Silahlanmak amacıyla halk, 14 Temmuz 1789 tarihinde silah deposu olarak işlev gören Bastille Hapishanesi’ni bastı. Devrimin ilk kitlesel başarısı sayılabilecek bu işgal, devrimci iktidarın kurulmasıyla beraber gerçekleşecek yapısal değişikliklerin ve aristokrasiye karşı girişilen eylemin ciddiyetini gösteriyordu.

Bastille Hapishanesi’nin basılmasıyla yalnızca mutlak monarşinin simgesel bir yapısı yıkılmakla kalmadı; aynı zamanda halkın doğrudan eylemiyle siyasal egemenliğin meşruiyeti de sarsıldı. Bu olay, Eski Rejim’in çözülüşünü hızlandırırken, burjuvazinin işçi sınıfını arkasına alarak siyasal iktidarı ele geçirmesinin önünü açtı. 

Aynı yıl kabul edilen İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi, burjuvazinin devrimci taleplerini hukuki bir forma kavuşturdu. Doğuştan gelen eşit haklar, mülkiyetin kutsallığı, yasa önünde eşitlik, ifade ve basın özgürlüğü gibi ilkeler yalnızca mutlak monarşiye değil, aristokrasinin ayrıcalıklarına da doğrudan saldırıydı. Cumhuriyet düzeninde Fransa için özel mülkiyetin korunması, burjuvazinin devrim karşısındaki ılımlı ve gerici unsurların büyümesine yol açacaktı. İktidar içi şiddetli ayrışmalara sebep olacak bu önemli taviz ve ilerleyen yıllarda karşı-devrimci saldırıların cumhuriyeti yıkacağı siyasi atmosferi meydana getirecekti.

Kaynaklar

Kaplan, S. L. (1984). Provisioning Paris: Merchants and millers in the grain and flour trade during the eighteenth century. Cornell University Press.

Tanilli, S. (2000). Yüzyılların gerçeği ve mirası: 18. yüzyıl – Aydınlanma ve devrim (Cilt 4). Alkım Yayınları.

Sieyès, E. J. (2004). Üçüncü Tabaka nedir?, Siyasal düşünceler tarihi (Cilt 2, ss. 523–543). Bilgi Yayınevi.

ideo

ideo

Diğer içerikler

Sandinista Devrimi: ABD’nin çiftliğinden halk devrimine
Dünya

Sandinista Devrimi: ABD’nin çiftliğinden halk devrimine

ideo
20 Temmuz 2025
PKK silah bıraktı, gözler Suriye’de: YPG-HTŞ diplomasisi nereye varacak?
Dünya

PKK silah bıraktı, gözler Suriye’de: YPG-HTŞ diplomasisi nereye varacak?

ideo
16 Temmuz 2025
Göç krizi: Avrupa ‘kalesi’ sarsılıyor mu?
Dünya

Göç krizi: Avrupa ‘kalesi’ sarsılıyor mu?

ideo
16 Temmuz 2025
Kitlesel imha eylemleri (II): Siyonizmin dinci-etnikçi kimlik inşası
Dünya

Kitlesel imha eylemleri (II): Siyonizmin dinci-etnikçi kimlik inşası

ideo
12 Temmuz 2025
Kitlesel imha eylemleri: “Akıl hastalığı” adı altında gölgelenen ideoloji
Dünya

Kitlesel imha eylemleri: “Akıl hastalığı” adı altında gölgelenen ideoloji

ideo
9 Temmuz 2025
ideo

© 2024 ideo

  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
  • Künye

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
  • Künye

© 2024 ideo