Perşembe, Ağustos 21, 2025
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
No Result
View All Result
ideo
No Result
View All Result

CIA’in karanlık tarihinden bir sayfa: 74 yıl önce bugün başlatılan Project Artichoke neydi?

Erkin Öncan Erkin Öncan
20 Ağustos 2025
Yazı
CIA’in karanlık tarihinden bir sayfa: 74 yıl önce bugün başlatılan Project Artichoke neydi?

Artichoke üzerinden elde edilen ‘sonuçlar’, Amerikan emperyalizminin hizmetinde, 1953’te çok daha geniş kapsamlı ve ölümcül deneylerle ünlenecek MK-Ultra programına dönüştü. 

ABD emperyalizminin ‘özgürlük ve demokrasi’ söylemlerinin arkasına sakladığı karanlık tarihin en kullanışlı araçlarından biri, eski adı Stratejik Hizmetler Ofisi (OSS) olan 18 Eylül 1947’de kurulan Merkezi İstihbarat Teşkilatı oldu: CIA.

CIA bugüne kadar insanlık dışı çok sayıda faaliyete imza attı. Suikastlar, darbeler düzenledi, uyuşturucu kaçırdı, terör eylemlerini destekledi, komplolar düzenledi. CIA’in bu konudaki sicili saymakla bitmez. Ancak bu sicilin en karanlık ve en insanlık dışı sayfalarında kuşkusuz ‘zihin kontrolü’ deneyleri yatıyor. 

‘Bilimsel istihbarat ofisi’ 

CIA’in bu tür deneyler için kullandığı ‘bilim şubeleri’, skandallarıyla ünlüdür. Gizli teşkilat ve ‘ulusal çıkarlar’ altında gizlenen bu faaliyetler, ilk olarak Raporlar ve Değerlendirmeler Ofisi bünyesinde kurulan Bilimsel Şube ile başladı. Bu şube, teşkilatın kuruluşundan henüz bir yıl sonra, 31 Aralık 1948’de Özel Operasyonlar Ofisi’nin Nükleer Enerji Grubu ile birleştirilerek Bilimsel İstihbarat Ofisi (Office of Scientific Intelligence – OSI) haline getirildi.

Bu birimlerin elbette ‘bilimsel keşif’ veya insanlığın yararına olacak herhangi bir amaç taşımıyordu. Temel amaç, özel sorgulama yöntemleri ve kişinin ‘kendi iradesi dışında’ teşkilatın talimatlarını uygular hale getirilmesiydi.

1949-50 yıllarında ‘Bluebird’ (Mavi kuş) adı verilen bir program kapsamında deneyler yürütüldü; bu program daha sonra ‘Artichoke’ (Enginar) olarak anılmaya başladı. 

CIA’in çoğu zaman seçtiği kod isimleri, projenin amacıyla doğrudan bağlantılı olmayacak şekilde seçilse de, çoğu zaman projeye dair çeşitli ‘imaları’ da barındırır. İngilizcede mutluluğu ve umudu da simgeleyen ‘Bluebird’ ile başlayan projenin, insan zihninin adım adım, katmanlar halinde ele geçirilmesiyle eşleştirilebilecek ‘Enginar’a dönüşmesinde de benzer imalar bulmak zorlama olmayacaktır. 

Project Artichoke da bu amaçla, 74 yıl önce bugün, 20 Ağustos 1951’de resmen yürürlüğe kondu. Bu proje daha sonra, çok sayıda komplo teorisine de konu olacak MKUltra zihin kontrol projesine dönüşecekt, teşkilatın insanlık dışı ‘bilimsel arayışları’ aralıksız devam edecekti. 

Projenin asıl hedefi, bir insanın kendi iradesine ve yaşama içgüdüsüne karşı gelerek CIA’in çıkarlarına hizmet edip edemeyeceğini test etmekti. CIA’in resmi belgelerinde bu amaç, “Bir birey, kendi isteğine rağmen, hatta yaşamını koruma içgüdüsünü çiğneyerek, bizim talimatlarımızı yerine getirebilir mi?” sorusuyla ifade ediliyordu.

Bu cümle bile ABD’nin insan zihnini bir laboratuvar kobayı gibi gördüğünü kanıtlıyor.

Denekler üzerinde hipnoz, LSD, morfin bağımlılığı ve yoksunluğu, izolasyon ve elektroşok gibi yöntemler uygulandı. Öyle ki bu yöntemler, doğrudan teşkilat içinde de uygulandı. 

Frank Olson olayı

Burada, Amerikan istihbaratı için çalışan, biyolojik savaş üzerine çalışan ve şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden ‘bilim insanı’ Frank Olson’u hatırlamak gerekiyor.

1950’lerde ABD ordusuna bağlı Fort Detrick’te görev yapan Olson, aynı zamanda CIA’in Project Artichoke ve benzeri gizli deney programlarıyla ilişkiliydi. 

1953 Kasım’ında, CIA’in Maryland’de düzenlediği bir toplantıda Olson’a haberi olmadan LSD verildi. Olson, ilaç sonrası ağır psikolojik dalgalanmalar yaşamaya başladı ve kendi araştırmalarının ahlaki boyutlarını sorgulamaya, CIA’in yürüttüğü gizli biyolojik ve kimyasal deneylerden rahatsızlık duymaya başladı.

Üstleri ise, Olson’un ruh halindeki ‘bozulmayı’ kısa sürede fark edip ‘düğmeye bastı’. Olson artık CIA için ‘tehlikeli’ bir hale gelmişti. 

Olsun, 24 Kasım 1953’te Olson, CIA görevlisi Robert Lashbrook eşliğinde New York’taki Statler Oteli’ne götürüldü. 28 Kasım sabahının erken saatlerinde, Olson otelin 13. katındaki pencereden düşerek hayatını kaybetti. Resmi açıklama ‘intihar’ yönündeydi.

Olson’un ölümünden yıllar sonra, 1975’te Rockefeller Komisyonu raporu yayımlandığında, CIA’in insan üzerinde LSD deneyleri yaptığı ortaya çıktı. Bu raporda Olson’ın da kurbanlardan biri olduğu belirtildi. Bunun üzerine kamuoyu baskısı oluştu ve olay yeniden soruşturuldu.

Olson’ın ailesi ise bu konuda uzun yıllar mücadele etti. 1990’larda yapılan bağımsız otopsi, Olson’ın ölümünden önce kafasına darbe aldığını, yani itilmiş olabileceğini ortaya koydu.

Project Artichoke yalnızca uyuşturucularla sınırlı kalmadı. CIA, deng humması ve farklı virüsleri, öldürücü değil ama uzun süreli sakat bırakıcı etkiler için biyolojik silah olarak değerlendirdi. 

CIA, bu deneylerinde emperyalist sistemin en savunmasız kesimlerine, özellikle ‘zayıf halklar, eğitimsiz kesimler, sığınmacılar, savaş esirleri ve itirafçılar’ üzerinde yoğunlaştı.

Öte yandan, başka bir raporda ise, bu yöntemlerle politikacıları ya da gerekirse Amerikan yetkililerini öldürecek suikastçılar yaratılabileceği ifade ediliyordu. Bu, emperyalist sistemin kendi halkına bile düşman olabileceğinin en büyük göstergesi olarak kayıtlara geçti.

Projenin uygulanma süreci ve sonuçları hala büyük oranda sır olarak kalsa da, bu insanlık dışı deneylerin yalnızca ABD topraklarında değil, Avrupa, Japonya, Güneydoğu Asya ve Filipinler gibi bölgelerde de uygulandığı biliniyor. CIA ekipleri, genellikle “yabancılar” üzerinde çalıştı. 

Amerikan emperyalizminin dost-düşman yöntemlerle hegemonya kurduğu ülkelerin halkları, Amerikan laboratuvarlarının deney kobayına dönüştürüldü.

MK-Ultra’ya Giden Yol

Artichoke üzerinden elde edilen ‘sonuçlar’, Amerikan emperyalizminin hizmetinde, 1953’te çok daha geniş kapsamlı ve ölümcül deneylerle ünlenecek MK-Ultra programına dönüştü. 

1977’de ABD Senatosu’nun ortak komitesi önünde ifade veren CIA Direktörü Stansfield Turner, projenin amacının ‘biyolojik ve kimyasal maddelerin insan davranışlarını değiştirmedeki kullanımını incelemek’ olduğunu kabul etti.

CIA’in bu gizli projelerini araştıran ABD’li gazeteci Stephen Kinzer da, MKUltra kapsamında deneylerin ‘kobaylaştırıldıklarının’ farkında olmadıklarını, denekler üzerinde kullanılan meskalinin, aslında ilk kez Dachau toplama kampındaki Nazi doktorları tarafından uygulandığını belgelemişti.

ABD’de bir Yüksek Mahkeme ise, 1985 yılında CIA’nin dolaylı olarak 162 farklı gizli projeyi finanse ettiğini ve bunların ‘çeşitli üniversitelere, araştırma vakıflarına ve benzeri kurumlara ihale edildiğini’ ortaya koydu. Ortaya çıkan belgelere göre, toplamda en az 80 kurum ve 185 araştırmacı bu projelere katılmış, ancak pek çoğu aslında CIA ile çalıştıklarının farkında olmamıştı.

Project Artichoke, ABD’nin dünya halklarına ve hatta kendi yurttaşlarına karşı yürüttüğü insanlık dışı operasyonların yalnızca bir örneği. Amerikan siyaseti, dünyaya ‘barış’ ve ‘demokrasi’ götürürken, aynı anda savaş aygıtlarıyla insanları köleleştirecek, itaat ettirecek ve gerektiğinde suikastçıya dönüştürecek teknolojiler üzerinde çalışıyordu.

Erkin Öncan

Erkin Öncan

Diğer içerikler

Halktan gizlenen ne?
Yazı

Halktan gizlenen ne?

Deniz Ali Gür
12 Ağustos 2025
Emperyalist Savaşa Hazırlık Komisyonu
Yazı

Emperyalist Savaşa Hazırlık Komisyonu

Ercan Bölükbaşı
7 Ağustos 2025
“Ölenlerin adını unutma” ya da “kimin bu sokaklar”
Yazı

“Ölenlerin adını unutma” ya da “kimin bu sokaklar”

İnönü Alpat
5 Ağustos 2025
“Sünnet değil farzdır Cumhuriyet”
Yazı

“Sünnet değil farzdır Cumhuriyet”

İnönü Alpat
27 Temmuz 2025
IDEF 2025: ‘Milli gururumuzu’ hangi emperyalist şirketler okşuyor?
Yazı

IDEF 2025: ‘Milli gururumuzu’ hangi emperyalist şirketler okşuyor?

Erkin Öncan
24 Temmuz 2025
ideo

© 2024 ideo

  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
  • Künye

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
  • Künye

© 2024 ideo