Pazartesi, Haziran 30, 2025
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
No Result
View All Result
ideo
No Result
View All Result

Kaybolan Lenin heykeli bulundu: Tufan Taştan ile Sen, Ben, Lenin üzerine

ideo ideo
29 Haziran 2025
Gündem, Söyleşi
Kaybolan Lenin heykeli bulundu: Tufan Taştan ile Sen, Ben, Lenin üzerine

Mehmet Can Karaca

‘Sen, Ben, Lenin’ filmiyle kaybolduğunu öğrendiğimiz Lenin heykeli geçtiğimiz günlerde ortaya çıktı ve Düzce’nin Akçakoca ilçesinde 21 Haziran tarihinde sergilenmeye başladı. 1993’te Akçakoca sahiline vuran ve kaybolan Lenin heykeli üzerinden film, Türkiye’nin hafızasındaki kayıplara, sınıf mücadelesine ve toplumsal yüzleşmeye ayna tutuyor. 

Tufan Taştan’ın yönettiği ‘Sen, Ben, Lenin’ filmi 2021 yılında seyirciyle buluşmuştu. Hikayede Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Karadeniz’e atılan ahşap Lenin heykellerinden birinin yıllar boyu denizde sürüklenmesinden sonra Düzce’nin Akçakoca ilçesinin sahiline vurmasıyla tetiklenen olaylar anlatılıyor.

Geçmişte gerçekten yaşanan bu olayda bölge yetkililerinin heykelin sergilenip sergilenmeyeceği tartışması sürerken heykel ortadan kayboldu, ya da “kaybettirildi”. 1993’ten filmin vizyona giriş yılı olan 2021’e kadar izi bulunmayan heykel, Tufan Taştan ve Barış Bıçakçı’nın yazdığı senaryoda tekrar gün yüzüne çıktı.

“Nerede ulan bu Lenin!”

‘Sen, Ben, Lenin’ Akçakoca ilçesinde sergiye açılacak olan Lenin heykelinin kaybolmasını konu ediniyor. Üst düzey devlet yetkililerinin de katılacağı bu sergi açılışından hemen önce Lenin heykelinin kayıplara karışması acil bir soruşturmanın tertiplenmesine sebep oluyor ve biz eski belediye binasının bir odasında iki komiser tarafından sorgulanan sıradan insanların hayatlarına dahil oluyoruz.

İlçe halkından olan bu insanların Lenin heykeliyle ilgili çeşitli tutumlarını görüyoruz. Heykelin kaybolmasıyla ilgili bildiklerini anlatan veya gizleyen bu kişiler arasında bir öğretmen, milliyetçi bir okul müdürü, fotoğrafçı, imam, çaycı, mahallenin artık yaşlanmış bir solcu ağabeyi gibi birbirinden farklı hikayelere sahip emekçiler var. Tufan Taştan ile yaptığımız röportajda filmde hikayelerini dinlediğimiz bu karakterler hakkında sorumuzu sorduk:

Filmdeki karakterler kaybolan Lenin heykeliyle ilgili geniş bir yelpazede anlamlar çıkartıyor. Onun kaybolmuş olmasını arzu edenler de etmeyenler de Lenin’i çoğunlukla ciddi ve önemli bir figür olarak ele alıyor. Geçmişte güçlü şekilde yayılmış anti-komünist propagandadan sonra günümüz Türkiye’sinde, Lenin’in zihinlerde bırakmış olduğu mirasın filmdeki karakterlerle paralellik içerisinde olduğunu düşünüyor musunuz?

“Elbette ki düşünüyorum. Filmde bir Türkiye prototipi çizdik, birbirinden çok farklı karakterler var. Bunlardan bazıları Lenin’in düşünceleriyle benzer yerlerde duruyor, bazıları ise farklı. Tıpkı bugün Türkiye’de olduğu gibi. Kişisel olarak ben, Lenin’in durduğu yerin bugün daha da anlamlı olduğu kanısındayım. Kapitalizm vahşileştikçe, sosyalizm daha da anlam kazanıyor. Zaten anti-komünist propaganda da bu korkuyla büyüyor. Lenin, Sovyetler Birliği ile bize bu korkuyu yenmenin en güzel deneyimini sunmuş bir isim.”

Filmi izlerken karakterlerin geçmişe dair yaptıkları atıflar ve Lenin heykelinin kaybolmasıyla ilgili ortaya koydukları tanıklıklar karakterlerin hayatlarının ne kadar birbiriyle iç içe geçtiğini bize gösteriyor. Bu mikro toplum tablosunu biz izlerken karakterlerin bazıları tarafından da algılanan olağandışı diyebileceğimiz görüntülere de şahit oluyoruz:

Filmin mekanı olarak kullanılan eski belediye binasının soruşturma sırasında bazen titrediğini ve çatırdadığını, komiserlerin ise buna tepki verdiğini görüyoruz. Aynı zamanda komiserlerden birinin anti-bakteriyel mendille sürekli ellerini temizlediğini, belediye binasının dışından sürreal izlenimlere kapıldığını da görüyoruz. Bu imgelerin filmdeki yeri nedir?

“Filmdeki bahsettiğiniz imgelerin seyreden herkeste farklı farklı anlamlar yarattığını düşünüyorum. Kaldı ki, genelinde sanat, özelinde sinema, hayat ve sanat arasındaki köprüyü bu çağrışımlarla kurmakla görevli. Bu konuda katıldığım söyleşilerde birbirinden çok farklı yaklaşımlar dinledim. Tavandan gelen ve sadece (komiser) Erol-Ufuk’un duyduğu seslerle ilgili komünizmin hayaleti diyen de oldu, Lenin heykelini çatı arasında saklıyorlar diyen de. Hatta git gide artan bu sesleri sistemin çatırdayışına yoran da oldu. Aslına bakarsanız tek doğru yok, tüm bu çağrışımlar kendi içinde doğru. Ufuk komiserin dışarıda gördüğü resimler de öyle. Her resim kendi içinde filme dair bir hikayeyi aralıyor. Her seferinde değişen bu resimler tıpkı şiir gibi duygu durumuna bağlı olarak her seferinde farklı bir çağrışım kuruyor. Aslında pencereden gözüken resimlerin bütününde Ahmet Ağabey ve Lenin arasındaki ilişkiyi takip edebiliriz.”

Soruşturma bir sona yaklaşırken kaybolanın bir heykelden öte anlamlar barındırdığını, Türkiye’de sınıf mücadelesi vermiş insanlarımızı anlattığını anlıyoruz:

Filmde kaybolan Lenin heykelinin bulunmaması, Türkiye’nin geçmiş yıllarında gözaltında kaybedilenler ile doğrudan ilişkilendiriliyor. Geçtiğimiz günlerde Lenin heykelinin tekrardan ortaya çıkartılıp sergilenmesini filmin izleyiciye sunduğu anlatısı ile ilişkilendirip nasıl değerlendirirsiniz?

“Evet filmin temel omurgası kaybedilen Ahmet Ağabey ve çalınan Lenin heykeli arasındaki bağlantı üzerine kuruluyor. Mahallenin sıradan bir devrimcisi olan Ahmet Ağabey’in cenazesini vermeden, dünyanın en ünlü devrimcisi Lenin’in heykelini dikemiyorsunuz. Mesele bu. Filmin içinde geçen Erol komiserin ‘Sen bu Lenin heykeli hakkında ne biliyorsun?’ sorusuna, Gül Ana’nın ‘Siz benim kocam hakkında ne biliyorsunuz?’ cevabı bütün filmin özeti gibi… Evet, bugün film gerçek oldu. Akçakoca’da sahile vuran, sonra kaybolan, çalınan ve bugün tekrar bulunan Lenin heykeli Akçakoca’ya dikildi ve sergilenmeye başlandı. Doğru, filmimizin Lenin heykeli tarafı gerçek oldu. Umarım; Ahmet ağabeylerin hikayesi de gerçek olur, Cumartesi Anneleri’nin yıllardır verdiği mücadele kazanılır ve zorla kaybedilenler ailelerine teslim edilir. Son cümlemi yine filmden bir diyalogla bitireyim: Topraktan gelen, toprağa gider. Bu böyle, böyle olmalı.”

Akçakoca’da 21 Haziran gününde ortaya çıkartılan Lenin heykeli ‘Sen, Ben, Lenin’in gösterimi ve film ekibinin söyleşisiyle sergiye açıldı. Lenin heykeli artık Akçakoca Özkök Kültür ve Sanat Evi’nde ziyaretçilerini bekliyor.

ideo

ideo

Diğer içerikler

İzmir grevinin dersleri
Gündem

İzmir grevinin dersleri

ideo
11 Haziran 2025
Holdingleşen TARİŞ’te skandallar bitmiyor: 57 milyonluk avans iddiası
Gündem

Holdingleşen TARİŞ’te skandallar bitmiyor: 57 milyonluk avans iddiası

ideo
11 Haziran 2025
Hacettepe KYK’da toplu zehirlenme: Sorumlu Florya Holding’in sicili kabarık
Gündem

Hacettepe KYK’da toplu zehirlenme: Sorumlu Florya Holding’in sicili kabarık

ideo
10 Haziran 2025
CHP’li Edirne Belediyesi’nden tarikatlara yurt kıyağı
Gündem

CHP’li Edirne Belediyesi’nden tarikatlara yurt kıyağı

ideo
9 Haziran 2025
“Cennetten köşe” diyerek pazarlamışlardı: Rönesans Rezidans‘ta neler oldu?
Gündem

“Cennetten köşe” diyerek pazarlamışlardı: Rönesans Rezidans‘ta neler oldu?

ideo
9 Haziran 2025
ideo

© 2024 ideo

  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
  • Künye

Takipte kalın

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
  • Künye

© 2024 ideo