Sürecin tamamı düşünüldüğünde, solun iç rekabeti ve ortaya çıkan ciddi yolsuzluk iddialarına rağmen Nepal’deki eylemlerin ilerici cephede sayılabilecek bir niteliği olmadığını söylemek mümkün.
Kerem Gümre
Nepal’de sosyal medya yasaklarıyla başlayan protestolar, kısa sürede şiddetli sokak gösterilerine dönüştü. Güvenlik güçlerinin bulunduğu müdahalelerde 51 kişi hayatını kaybederken, 1300’den fazla kişi yaralandı. İçişleri Bakanı Ramesh Lekhak ve Başbakan K.P. Sharma Oli istifa ederken, devlet başkanlık sarayı ateşe verildi.
4 Eylül’de içerisinde Facebook, Instagram, WhatsApp, YouTube, ve X’in de yer aldığı 26 sosyal medya platformuna erişim kapatılmasının ardından sosyal medya üzerinden örgütlenen gruplar, Maliye Bakanı’nın sokaklarda kovalanması ve Kongre Partisi ofisi ile parlamento binalarının ateşe verilmesi gibi olaylarla tepkilerini gösterdi. Hükümetin yolsuzlukla suçlanan bakanları helikopterlerle güvenli bölgelere taşındı, polis ve ordu ise eylemcilere karşı sert önlemler ve müdahaleler gösterdi ancak gösteriler durmadı.
Nepal’de siyasi aktörler
Nepal’de ana siyasi rekabet komünistler arasında yaşanıyor: Başbakan Oli ve CPN-UML iktidarda, ana muhalefet Maoist Merkez ve lideri Prachanda’da. Bu iki güç arasındaki çekişmeler, geçmişte yaşanan birleşmeler ve yargı müdahaleleriyle daha da karmaşık hale geldi.
Nepal, 1990’da mutlak monarşiden çok partili sisteme geçti. 1996’da Maoist isyan başladı ve 10 yıl süren iç savaşta onbinlerce kişi hayatını kaybetti veya göç etmek zorunda kaldı. 2006’da ikinci halk hareketi, kralın yetkilerini kısıtladı ve Maoistlerin siyasete katılmasını sağladı. 2008’de Nepal cumhuriyet ilan etti; monarşi sona erdi.
2017’de Maoist Merkez ve Birleşik Marksist Leninist birleşti; 2022 seçimlerinde Kongre Partisi çoğunluğu sağlayamayınca siyasi krizler devam etti. Parti içi çatışmalar ve Yüksek Mahkeme kararları, ülkeyi sürekli istikrarsızlığa sürükledi.
Sokaklarda gerçekleşen eylemlerde ise başı tek bir öznenin çektiğinden bahsetmek olanaksız. Her ne kadar Maoist Merkez’in gerçekleşen kitlesel eylemleri örgütlemesi beklense de, durum bundan çok uzak. Eylemler çoğunlukla çeşitli sivil toplum örgütleri ve kimi monarşist gruplar tarafından yürütülürken, Maoist Merkez ise birkaç açıklama yapmaktan ileriye gitmiş bulunmuyor.
Nepal’de ekonomik kriz ve gençlik
Nepal’de genç nüfus (15-40 yaş) toplam nüfusun yaklaşık yüzde 43’ünü oluşturuyor. 2024’te genç işsizliği yüzde 20,82 seviyesindeydi; kişi başına düşen gelir ise 1.447 dolar. Ülke ekonomisi büyük ölçüde yurt dışında çalışan işçilerin havalelerine bağlı.
Böyle bir ekonomik ortamda, sosyal medya yasakları ve dijital hizmet vergisi, gençler tarafından ekonomik ve sosyal bir ceza olarak algılandı. Artan yakıt fiyatları ve ekonomik sıkıntılar, gençlerin öfkesini daha da tetikledi ve sahayı anti-sistem ve monarşist hareketlere bıraktı.
Monarşistler kim?
Nepal’de son günlerdeki eylemler yeni değil. Mart ayında da, benzer taleplerle sokak eylemleri yaşanmıştı. O dönemde, eski Maoist gerilla, yeni monarşist Durga Prasai, kralın anayasal olarak yönetimi devralması için kitlesel hareketi yönetmişti.
Son eylemlerde ise, Katmandu Belediye Başkanı ve rapçi Balendra Shah Batı yanlısı genç kesimi temsil ediyor. Nepal’deki monarşist siyaset ise, ana olarak Ulusal Demokrat Parti (RPP) öncülüğünde.
ABD destekli NED fonları ve uluslararası sivil toplum kuruluşları, protestoların destekçileri arasında yer alıyor. Ancak eylemlerin temel belirleyicisi, ülkenin ekonomik ve siyasi krizleri oldu.
Sorun yalnızca sosyal medya mı?
Nepal’deki protestolar sadece sosyal medya yasaklarıyla açıklanamaz. Parlamento içi çekişmeler, ekonomik zorluklar, monarşist ve Batı yanlısı aktörlerin müdahaleleri birleşince ülkenin mevcut durumu anlaşılması aslında güç bir hale gelmiş durumda. Eylemlere katılanlar, işsizlik ve yolsuzluk iddiaları karşısında sistem dışı arayışlara yöneldi. Sistem dışında ise bu kesimleri, monarşist ve Batı yanlısı güçler bekliyor.
Mevcut hükümetin politikaları, gençlerin öfkesini artırırken, monarşistler ve Batı yanlıları kendilerini “istikrar merkezi” olarak konumlandırıyor. Nepal solunun uzun süreli iç siyasi rekabeti ve ekonomik kriz ise, ülkedeki karşı devrimci monarşist siyasetlerin önünü açan nitelikte.
Sürecin tamamı düşünüldüğünde, Batı yanlıları ve monarşistler önderliğinde süregelen Nepal eylemlerinin ilerici cephede sayılabilecek bir niteliği olmadığını söylemek mümkün.