Nureddin Yıldız'dan Survivor'a: Boğaziçi gericiliğin ve sermayenin hedefinde

Gerici ve sermayeci kuşatma altında olan Boğaziçi Üniversitesi’nde bu saldırıların son örneği, kampüsün Survivor finaline açılması oldu.

Oğuzhan Aygen

Acun Ilıcalı’nın sahibi olduğu TV8’de yayınlanan Survivor All Star – Gönüllüler yarışmasının finali, 11-12-13 Haziran tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nin Beykoz’da bulunan Anadolu Hisarı Kampüsünde gerçekleştirilecek. Finale ücretli biletle giriş yapılacak.¹ Aynı tarihlerde yurtlar açık olacak ve Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin mazeret sınavları ile İngilizce Yeterlilik Sınavı da düzenlenecek.²

Boğaziçi Üniversitesi, 2021 yılı başında kayyum rektör Melih Bulu’nun atanmasıyla birlikte; akademisyen direnişleri, görevine son verilen hocalar ve Bulu’dan sonra göreve gelen mevcut kayyum rektör Naci İnci’nin baskıcı ve gerici uygulamalarıyla uzun süredir saldırıların hedefinde. Son Survivor organizasyonuyla okul bir eğlence sermayesinin malzemesi haline getirilirken, bir süredir kampüsün dört bir yanına yerleştirilen kameralarla da öğrenciler üzerindeki gözetim ve baskı arttırılmak isteniyor.

Yoğunlaşan gerici saldırılar

Başta Boğaziçi İslam Araştırmaları Kulübü (BİSAK) olmak üzere, kayyum yönetimin desteğini alan gerici toplulukların faaliyetleri dikkat çekici. Geçtiğimiz haftalarda, çocuk yaşta evliliği meşrulaştıran açıklamalarıyla halkın tepkisini çeken Nureddin Yıldız’ın BİSAK tarafından okula davet edilerek konferans vermesi, gerici saldırıların geldiği boyutu bir kez daha gözler önüne serdi. 13 Mayıs’ta Yıldız’ın gelişini protesto eden toplam 97 öğrenci gözaltına alınmış; bu öğrencilerden 6’sı tutuklanmıştı. Aynı zamanda Boğaziçi yönetimi, eyleme katılan öğrenciler hakkında disiplin işlemleri başlatacağını da duyurmuştu.³

Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’ne, hilafet yanlısı ve laiklik karşıtı görüşleriyle bilinen Jaan Islam’ın atanması da büyük tepki çekmişti. Islam, bir makalesinde “IŞİD’in halifelik ilanıyla meşruiyet kazandığını” öne sürmüştü.⁴ Geçtiğimiz yıl ise, Bilal Erdoğan’ın kurucusu ve mütevelli heyeti başkanı olduğu Yeni Türkiye Eğitim Vakfı (YETEV) ile Boğaziçi Üniversitesi arasında bir iş birliği protokolü imzalanmıştı.⁵

Kulüpler de hedef alınmıştı

Kayyum yönetiminin saldırılarından öğrenci kulüplerinin payına da baskı ve kısıtlamalar düştü. Boğaziçi Üniversitesi yönetimi, şubat ayında aldığı bir kararla 28 kulüp ve 6 topluluğun etkinliklerini 28 Mart 2025 tarihine kadar bir ay süreyle dondurmuştu. Aynı kararla, kulüplerin yönetim kurulları da kayyum Naci İnci imzasıyla görevden alındı. İnci, akademisyenlere gönderdiği bir e-postada, 19 Mart’tan sonra ülkenin dört bir yanına yayılan eylemlerin ardından dersleri boykot eden öğretim üyeleri hakkında soruşturma başlatılacağını ve savcılığa suç duyurusunda bulunulacağını bildirmişti.⁶

“Aile Üniversitesi” teşebbüsü

Gerici adımların bir diğer örneği ise, Cumhurbaşkanlığı himayesinde, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Başakşehir Belediyesi işbirliğiyle başlatılan “Aile Üniversitesi” programı oldu. Üniversitenin resmi LinkedIn hesabından yapılan açıklamada, “Anneler, babalar, çocuklar ve büyükanneler ile büyükbabaları aynı çatı altında buluşturan Aile Üniversitesi’nde; iletişim, empati, problem çözme, dijital okuryazarlık, sağlıklı yaşam ve benzeri başlıklarda haftalık eğitimler düzenlenecek” denildi. Programın amacı “Programın, 2025 yılı boyunca Türkiye genelinde yaygınlaştırılması ve farklı yerel yönetimlerin de sürece dahil edilmesi hedefleniyor.” ifadeleriyle açıklandı.⁷

Akademisyenleri ihraç etmeyi denediler

Kayyum yönetimi altında sadece öğrenciler değil; direnen akademisyenler de akademi dışına itildi. Fakülte ve jüri kararlarını hiçe sayan Naci İnci yönetimi, aralarında Rahşan Nazlı Somel ve Gizem Toska’nın da bulunduğu akademisyenlerin sözleşmelerini gerekçesiz biçimde uzatmayarak üniversiteden uzaklaştırdı. Ancak akademisyenlerin açtığı davalarda verilen yargı kararları kayyum yönetiminin hukuksuzluğunu görünür kıldı. 4 Haziran tarihli mahkeme kararıyla, yönetimin dayandığı iddiaların geçersiz olduğu ifade edilerek “yürütmeyi durdurma” kararı verildi.⁸

Gençlik mücadelede kararlı

Üniversiteler ve gençlik, uzun süredir AKP iktidarının sermayeci ve gerici kuşatması altında. Bu kuşatma, yalnızca Boğaziçi Üniversitesi’yle sınırlı da değil. Siyasi iktidar tarafından tüm üniversitelerde laik, bilimsel ve kamusal eğitimi tasfiye etmeye dönük kapsamlı bir saldırı yürütülüyor. Gençlik ise mücadelede ısrar ediyor. Aydınlık ve laik Türkiye’yi kurmak için mücadeleyi sürdürüyor.

Notlar: