Devrim Hareketi, AKP hükümeti ile PKK arasında yürütülen silah bırakma sürecini “Amerikan Barışı” olarak nitelendirerek, “Türkiye’nin bu cendereden kurtuluşu için tek çare, emekçi halkı aktif bir biçimde mücadelenin parçası kılacak devrimci bir çıkışı örgütlemekten geçmektedir” açıklamasında bulundu.
Devrim Hareketi, Türkiye ve dünyada yaşanan önemli gelişmeleri değerlendirdiği “Haftalık” bültenin yeni sayısında, AKP hükümetiyle PKK arasında yürütülen silah bırakma sürecine değindi.
‘Barış Değil Emperyalist Savaşa Hazırlık’ başlığıyla yayınlanan açıklamada, Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) Süleymaniye kentinde düzenlenen silah bırakma töreni ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sürece dair açıklamaları değerlendirildi.
“Yurttaşlık kavramına yeni bir saldırı”
Erdoğan’ın konuşmasında Kürt vurgusu kadar Arap vurgusunun da yapıldığına dikkat çekilen açıklamada, “ABD Türkiye Büyükelçisi ve Trump’ın Ortadoğu temsilcisi olan Thomas Barrack’ın yakın zamanda Osmanlı millet sistemine olan övgüsüyle birlikte düşünüldüğünde; bunun yurttaşlık kavramına yeni bir saldırı olduğu, ulusun yerine ne olduğu belirsiz kavramların yerleştirilerek yurttaşlık haklarından büsbütün kurtulunmak istendiği açık” ifadelerine yer verildi.
“Hedef en nihayetinde İran’ın ortadan kaldırılması”
Sürecin ‘Kürt sorununun çözümüyle ilgili olmadığını’ vurgulayan Devrim Hareketi, barış mesajlarının emperyalizmin bölgedeki adımlarıyla ilgili olduğuna dikkat çekti:
“Başından beri söylediğimiz gibi, yaşanan sürecin Kürt sorununun çözümüyle ilgisi olmadığı gibi silahların susmasıyla da bağı yoktur. Suriye’nin emperyalizm lehine bölüştürülmesi, Ortadoğu’da ABD ve İsrail çıkarlarına hizmet eden bir siyasal iklimin yaratılması ve en nihayetinde İran’ın ortadan kaldırılması temel hedeftir. Tıkanmış görünen sürecin İsrail’in İran’a yönelik saldırıları ve İran’ın beklendiğinden daha dişli çıkmasının sonucunda yeniden hızlanmış olması bu nedenledir. ABD temsilcisi Barrack’ın, ülkesinin daha önceki tutumunun aksine, Suriye’de AKP ve HTŞ ile daha uyumlu mesajlar vermesi ve PYD’ye yönelik sert çıkışları rastlantı değildir.
Süreç, barış ifadesinin arkasına sığınılarak normalleştirilemez. “Amerikan barışı”, her zaman ama her zaman daha fazla savaş demektir.”
“Siyaset farklı konumlanışlara bölünemez”
Erdoğan’ın mecliste kurulacak komisyondan bahsederken kullandığı AKP-MHP-DEM ittifakı üzerine yaşanan gelişmeleri de değerlendiren Devrim Hareketi, Erdoğan’ın vurgusunun ‘dil sürçmesi olarak okunamayacağını’ vurgularken, DEM Partili Buldan’ın “Yalnızca süreçle sınırlı” açıklamasını da şu ifadelerle yorumladı:
“DEM Parti’nin İmralı Heyeti Üyesi Pervin Buldan’ın ifadeye ilişkin ittifakın yalnızca süreçle sınırlı olduğu açıklaması bir yerden sonra önemsizleşecektir. Siyaset; seçim, savaş, çözüm gibi başlıklara ayrıştırılarak farklı konumlanışlara bölünemez. İktidar ile ya işbirliği yapılır ya da ona karşı durulur. Ara pozisyonlar arızidir, geçicidir. Emperyalist amaçlar temelinde bölgemizin yeniden şekillendirilmesini temel alan bir sürecin kendisi tüm seçim ittifaklarının da ötesinde politik bir ittifak anlamı taşır.
Dahası, Öcalan’ın devlet tarafından doğrudan muhatap alınarak süreci yönetir konuma getirilmesi, ittifak konusunda da son sözü kimin söyleyeceğini belirlemiştir. Öcalan’ın son açıklamasında yer alan ve “amacımıza ulaştık” anlamına gelen sözlerin, Erdoğan’ın uzun yıllardır ifade ettiği “Kürt sorununu çözdük” iddiası ile büyük bir paralellik taşıdığı açıktır. Kürt sorununu merkeze alarak ulusal bir çizgide siyaset yapanlar, işin sonunda böyle bir sorunun aslında var olmadığı noktasına varmışlardır. UIusal sorunların çözümünün, bu sorunları merkeze alarak sağlanamayacağı bir kez daha kanıtlanmıştır.”
Kürt sorunu nasıl çözülür?
Bütün bu sürecin Kürt sorununun çözümündense Yeni Osmanlı İttifakı ve benzeri süreçleri güçlendirdiğini vurgulayan Devrim Hareketi, “Kürt sorununun çözümü, ancak ve ancak devrimci bir mücadelenin sonucunda elde edilebilir. Türkler ve Kürtler arasında eşitlik için eşitlikçi bir toplumun inşası şarttır. Çözüm; emperyalizme, dinci gericiliğe ve sömürüye karşı Türk ve Kürt emekçilerinin sosyalizm için birlikte mücadelesi ile sağlanabilir” açıklamasında bulundu.
Açıklamada ayrıca, “Türkiye’nin bu cendereden kurtuluşu için tek çare, emekçi halkı aktif bir biçimde mücadelenin parçası kılacak devrimci bir çıkışı örgütlemekten geçmektedir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamanın tamamı: https://devrim.org.tr/haftalik/baris-degil-emperyalist-savasa-hazirlik