Salı, Temmuz 22, 2025
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
No Result
View All Result
ideo
No Result
View All Result

Sağlıkta şiddetin dünü bugünü

ideo ideo
19 Temmuz 2025
Türkiye
Sağlıkta şiddetin dünü bugünü

Vefatının 3. yılında, 6 Temmuz 2022 tarihinde hasta yakını tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonucu görevi başında katledilen Uzm. Dr. Ekrem Karakaya’yı ve onun şahsında sağlıkta şiddet nedeniyle yaşamını yitiren tüm sağlık emekçilerini saygı ve minnetle anıyor, bu yazıyı onların anısına ithaf ediyoruz.

Göktuğ Külünk

Dr. Ekrem Karakaya’ya yönelen saldırı, sağlık alanında uzun süredir sistematik hale gelmiş şiddet ikliminin trajik bir tezahürüydü. Ne yazık ki yaşanan bu kaybın bir istisna olmadığı, aksine artarak süren bir eğilimin parçası olduğu da gün gibi ortada.

Ankara Tabip Odası’nın paylaştığı verilere göre, Beyaz Kod sistemi kurulduğundan bu yana toplam 122 bin şiddet bildirimi yapılmış, yalnızca 2023 yılı içinde günde ortalama 50 sağlıkta şiddet olayı rapor edilmiş. Ayrıca, hekimler üzerinde yapılan araştırmalar, hekimlerin %71’inin en az bir kez görevi sırasında sözlü şiddete maruz kaldığını ortaya koyuyor.

Tüm bu veriler sağlık hizmeti sunumunda karşılaştığımız şiddet vakalarının sıradanlaşmasını asla kabul etmeyeceğimizi gösteriyor. Bu nedenle nedenlerini ve çözüm yollarını ivedilikle ve yeniden masaya yatırmak kaçınılmaz.

Nedenler ve bunları besleyen politikalar

Uzun yıllardır sürdürülen “kışkırtılmış sağlık talebi” ve piyasacı sağlık politikaları, sağlık sistemini çöküşün eşiğine getirdi. Bugün Türkiye’de kişi başı yılda ortalama 11,4 kez hekime başvuru yapılıyor. Ancak bu başvuruların büyük bölümü, üçüncü basamak şehir hastanelerine yöneltilmekte. Oysa bu başvuruların çoğu birinci basamakta çözülebilecek sağlık sorunlarına dayanıyor.

Birinci basamağın güçlendirilmesi için yapılması gereken yatırım, şehir hastanelerine aktarılan kaynaklarla karşılaştırıldığında oldukça mütevazı kalıyor. Örneğin, sadece şehir hastanelerine ödenen yıllık kira bedeliyle yaklaşık 6 bin birinci basamak sağlık kuruluşu açılabilir. Bu durum, kaynakların verimsiz kullanımını ve planlama eksikliğini açıkça gözler önüne seriyor.

Yoğun başvuru yükünü karşılayabilmek adına muayene süreleri neredeyse 5 dakikaya düşürüldü. Bu uygulama, hastaların kaliteli hizmet alma konusundaki beklentilerini karşılayamamakta ve güvensizlik doğurmakta. Bu güvensizlik duygusu, zamanla başka kurumlara yönelen başvurularla sonuçlanmakta; kimi zaman da öfkeye dönüşerek, en yakındaki hekime ya da sağlık çalışanına yönelmekte.

Öte yandan, kamu hastanelerinde randevu bulamayan vatandaşlar özel hastanelere mecbur bırakılmakta, bu durum sağlık hizmetlerinde ciddi bir eşitsizlik yaratmaktadır. Parası olanın hızlıca özel hastaneye erişebildiği; olmayanın ise kamu hastanelerinde randevu kuyruğuna girmek zorunda kaldığı bir düzen ortaya çıkmıştır. Bu tablo, sadece eşitsizliği değil, aynı zamanda performans baskısı altında çalışan sağlık emekçilerinin tükenişini ve kamunun aşırı yüklenmesini de beraberinde getirmektedir.

2024 bütçesinde şehir hastanelerine ayrılan 83,7 milyar lira ve 2044’e kadar ödenecek toplam 81 milyar dolar, kamu-özel ortaklığı modelinin yarattığı ekonomik yükü ve tercih edilen sağlık politikasının yönünü ortaya koymaktadır.

Bugün İstanbul’da toplam 234 hastane bulunuyor. Bunların 164’ü özel, 16’sı üniversiteye bağlı ve sadece 54’ü Sağlık Bakanlığı bünyesinde. Özel hastanelerin sistemdeki %70’lik ağırlığı, kar maksimizasyonunun temel motivasyon olduğu bir yapıyı dayatıyor. Bu kar odaklı anlayış, hasta-hekim ilişkisini şirket-müşteri ilişkisine indirgemekte; bu da medyada sıkça karşımıza çıkan, anjiyo masasında stent pazarlığı gibi skandallara yol açmaktadır.

Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) verileri de bu krizi teyit ediyor. Son 10 dönemde özellikle çocuk hastalıkları gibi kritik branşlara yerleşen doktor sayısında ciddi düşüş yaşanmakta; birçok hastanede bölümler kapanmaktadır. Malpraktis korkusu, aşırı iş yükü ve zorunlu hizmet gibi sebeplerle uzmanlık tercihlerinin değişmesi, kamudan hizmet alamayan hastaları özel hastanelere yönlendirmekte; bu durum denetimsizlikle birleşince yenidoğan çeteleri gibi karanlık yapılar ortaya çıkmaktadır.

Tüm bu gelişmeler, halkın gözünde sağlık sistemine olan güveni aşındırmakta; bu güvensizlik ise öfkeye ve sağlık çalışanlarına yönelen şiddete dönüşmektedir. Bu şiddet sarmalı karşısında karar vericilerin cezasızlık politikalarıyla sessiz kalması, sağlık çalışanlarını hukuk ve iş güvenliğinden yoksun bırakmakta ve yalnızlaştırmaktadır.

Bir diğer önemli mesele ise yalnızca sağlık emekçilerine değil, hak arayan tüm kesimlere yönelen sistematik itibarsızlaştırma ve düşmanlaştırma politikalarıdır. Covid-19 pandemisi döneminde istifa hakkı elinden alınan, salgının en ön safında mücadele eden sağlık çalışanlarına, sonrasında “gideceklerse gitsinler” denilerek açıkça hakaret edilmiş; “emre amade personel” olarak tanımlanarak mesleki onurları zedelenmiştir.

Bugün gelinen noktada, karşılıklı güvensizlik, itibarsızlaştırma ve piyasa merkezli sağlık sistemi, kamu kuruluşlarında dahi çalışma ve can güvenliğini ortadan kaldırmıştır. Bu iklimin beslediği cezasızlık kültürü ise sağlıkta şiddeti kaçınılmaz hale getirmiştir.

Çözüm için ne yapmalı?

Tüm sağlık kuruluşlarını kapsayacak şekilde silahla girişin yasaklanması ve buna dair etkin yasal düzenlemelerin ivedilikle yapılması gerekmektedir. “Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet” başlığı altında ayrı ve ağır yaptırımlar içeren yeni bir suç kategorisi oluşturulmalıdır. Kamudaki hekim istifalarını önlemek ve kamu hizmetini cazip hale getirmek amacıyla çalışma koşulları iyileştirilmeli, ekonomik ve sosyal haklar güçlendirilmelidir. Muayene ve hasta bakımına yeterli zaman ayrılabilmesi için ağır iş yükü hafifletilmeli, sevk zinciri yeniden işler hale getirilmeli; aile hekimliği sistemi ve birinci basamak hizmetleri güçlendirilmelidir.

Üçüncü basamak sağlık kuruluşlarına yapılan başvurular, hastanın klinik semptomları göz önünde bulundurularak ilgili aile hekimliklerine yönlendirilmelidir. Sağlık kurumlarının fiziksel yapıları hasta-hekim ilişkisini gerginleştiren değil, güvenli ve sağlıklı bir iletişimi kolaylaştıracak şekilde yeniden planlanmalıdır. Bekleme alanları ile poliklinik odaları arasında yeterli mesafe sağlanmalı, bilgilendirme alanları oluşturulmalıdır.

Ve son olarak, asıl başlanması gereken yere dikkat çekmek gerekirse:

Türkiye’nin sağlık ortamının iyileşmesi, Dünya Bankası eliyle dayatılan ve “Sağlıkta Dönüşüm Projesi” adıyla pazarlanan piyasa merkezli modelin terk edilmesinden geçmektedir. Bu proje hastaneleri şirket, hastaları müşteri olarak gören anlayışı sistematik hale getirmiştir. Bu anlayış terk edilmeli; planlı, kamucu ve halk sağlığını önceleyen bir sağlık politikası temelinde sağlık hizmetleri yeniden yapılandırılmalıdır.

Hekimleri ve yurttaşları karşı karşıya getiren çalışma düzenine son verilmeden, sağlıkta şiddetin köklü çözümüne ulaşmak mümkün değildir.

Uzm. Dr. Ekrem Karakaya’yı ve sağlıkta şiddet sonucu yitirdiğimiz tüm sağlık emekçilerini bir kez daha saygıyla anıyor, mücadelelerinin takipçisi olacağımızı yineliyoruz.

Kaynakça:

https://kayseritabip.org.tr

https://ato.org.tr

www.thelancet.com

www.toraks.org.tr

ideo

ideo

Diğer içerikler

Çok partili Türkiye’nin 79. yılı: Ne değişti?
Türkiye

Çok partili Türkiye’nin 79. yılı: Ne değişti?

ideo
21 Temmuz 2025
Kapitalizmin ameliyat masası: Sağlık turizminin karanlık yüzü
Türkiye

Kapitalizmin ameliyat masası: Sağlık turizminin karanlık yüzü

ideo
21 Temmuz 2025
Gerici ısrar sürüyor: Anıtkabir’e komşu cami planı yine mahkemeden döndü
Türkiye

Gerici ısrar sürüyor: Anıtkabir’e komşu cami planı yine mahkemeden döndü

ideo
21 Temmuz 2025
Bir cinayet ve sonrası: Mattia Ahmet Minguzzi davası ne gösteriyor?
Türkiye

Bir cinayet ve sonrası: Mattia Ahmet Minguzzi davası ne gösteriyor?

ideo
20 Temmuz 2025
Eğitimde laikliğe saldırılar devam ediyor: Danıştay, zorunlu din dersini anayasal buldu
Türkiye

Eğitimde laikliğe saldırılar devam ediyor: Danıştay, zorunlu din dersini anayasal buldu

ideo
20 Temmuz 2025
ideo

© 2024 ideo

  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
  • Künye

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
  • Künye

© 2024 ideo