Çarşamba, Ağustos 6, 2025
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
No Result
View All Result
ideo
No Result
View All Result

Piyasa ekonomisinin barınma çıkmazı büyüyor

Serkan Yücel Serkan Yücel
4 Ağustos 2025
Türkiye
Piyasa ekonomisinin barınma çıkmazı büyüyor

Türkiye’de son yıllarda derinleşen barınma krizi, konut politikalarının plansızlığı ve piyasa odaklı ekonomi anlayışının yarattığı ağır sonuçlarla artık göz ardı edilemez bir noktaya ulaşmış durumda.

Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi AKP’nin Kızılcahamam kampını ve Şimşek’in açıklamalarını ele aldığı yazısında Bakan Şimşek’e kiraların yüksekliği AKP’li milletvekilleri tarafından iletildi.

Selvi’ye göre Şimşek bu toplantıdaki yatında, “Toplumun yüzde 56’sı ev sahibi. Toplumun yüzde 28’lik kesimi kira ödüyor. Emeklilerden de kirada oturanlar var. Emeklilerin yüzde 14’ü kira ödüyor” dedi.

Öncelikle Şimşek bu verileri TÜİK’ten alıyor. Dolayısıyla ortalama 3 kişiden birinin kiracı olması normal şartlarda pek çok kişiye normal gelse de yıllar içinde gerçekleşen eğilime baktığımızda ülkede ciddi bir barınma krizi olduğu görülüyor.

TÜİK verilerine göre Türkiye’de ev sahipliği oranı 10 yıldır geriliyor. 2014’te bu oran yüzde 61’di. Yani son 10 yılda 5 puanlık dramatik bir erime mevcut. Aynı şey kiracıların oranları için de geçerli. 2014’te Türkiye’de kiracıların oranı yüzde 22,1 seviyesinde bulunurken şuanda bu oran yüzde 28 seviyesinde. Yani kiracıların oranı da son 10 yılda 6 puan yükselmiş durumda.

Diğer yandan benzer ülkelerle kıyaslanınca da durum oldukça vahim. Avrupa’da konut sahipliği oranı ortalama yüzde 70’lerde. Türkiye ev sahipliği oranında Avrupa’nın en kötü iki üç ülkesinden biri konumunda. G20 sıralamasında ise sondan üçüncü.

Öte yandan lojmanda oturanların oranı son 10 yılda yüzde 1,6’dan yüzde 1’in altına gerilerken ‘diğer’ de yüzde 15’lere yakın seyrediyor. Bu diğer kategorisinde ise başkalarının evinde (anne-baba gibi) oturup kira ödemeyenler bulunuyor.

Türkiye’de özellikle emeği ile geçinen ve orta-alt kesimlerin en büyük gider kalemlerinin barınma olduğu düşünüldüğünde bunun büyük bir kriz olduğu ortada. Yani her ne kadar Mehmet Şimşek bu rakamın az olduğunu ima etse de ev sahipliği-kiracı eğilimine bakıldığında ortada bir kriz olduğu açık. Bunun yanında yüzde 14, düşük aylıklarla geçinmek zorunda kalan emekliler için de oldukça yüksek bir rakam.

Peki bu krizin sebebi ve çözümü ne?

Bu durum kuşkusuz konut politikası ile ilgili plansızlığın ve piyasa ekonomisinin bir sorunu.

Türkiye’nin toplam nüfusumuz 86 milyonun üzerinde. Bu nüfusun 26,6 milyonu konutta yaşıyor ve toplam konut sayısı hane sayısındaki artış hızı kadar artmıyor. Türkiye’de yalnızların yaşamaya başladığı konut sayısında 10 yıllık artış oranı yüzde 71. En çok yalnızın yaşadığı yerler ise ‘konut ihtiyacının en fazla olduğu’ büyükşehirler.

Yalnızların büyük bir kısmını yaşlı nüfus oluştururken gençler büyükşehirlerde konut talebinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Bu talebin önemli bir kısmı doğal sayılsa da ciddi bir kısmı plansız şehirleşme ve iç göç nedeniyle gerçekleşiyor. Aynı zamanda evlenen ve boşanan çiftler de konut talebinin önemli bir kısmını oluşturuyor.

Yani esasında Türkiye’de ciddi bir konut talebi mevcut ve arz buna uygun gerçekleştirilmiyor. Varolan arz ise tamamen ranta ve müteahhitlerin cebini doldurmaya dönük projelerden oluşuyor.

Türkiye’de konut arzının tamamen piyasanın insafına devredilmesi ciddi bir konut arz sorununa neden olurken diğer taraftan konut fiyatlarının ve kiraların ekonomi AKP’nin politikaları nedeniyle aşırı yükselmesi bu krizi besleyen en önemli etken oldu. Döviz krizi çıkartılan dönemlerde enflasyonla birlikte konut fiyatlarının aşırı artması ve yüksek faizler nedeniyle krediye erişimin zorlaşması konut krizini derinleştir.

Sonuç olarak, bugün yaşadığımız barınma krizi Mehmet Şimşek’in temsil ettiği piyasa temelli, rant odaklı ekonomi politikalarının kaçınılmaz bir sonucu. Piyasa mekanizmalarına terk edilemeyecek kadar temel bir hak olan barınma hakkı mevcut sistemde müteahhitlerin ve sermaye sahiplerinin kâr aracı haline getirilmiş durumda.

 Ev sahipliği oranının düşmesi, kiracıların payının artması ve emeklilerin dahi önemli bir bölümünün kira yükü altında ezilmesi, bu politikaların halkı nasıl yoksullaştırdığını açıkça gösteriyor.

Gerçek çözüm, barınmayı piyasa koşullarının insafına bırakmayan, merkezi planlamaya dayalı ve sosyalist bir ekonomi modelinde mümkün. Böyle bir düzende konut üretimi, kâr amacıyla değil, yurttaşların temel ihtiyaçlarının karşılanması için planlanır; sosyal konutlar yaygınlaştırılır, her yurttaş için güvenli, erişilebilir, insanca yaşam koşullarına sahip barınma hakkı garanti altına alınır. Dolayısıyla konut krizine kalıcı bir çözüm ancak bu şekilde getirebilir.

Serkan Yücel

Serkan Yücel

Diğer içerikler

“Grevsiz Türkiye”
Türkiye

“Grevsiz Türkiye”

ideo
6 Ağustos 2025
“İnsanlığa karşı suç”tan beraat: 10 Ekim Davasında zamanaşımı riski
Türkiye

“İnsanlığa karşı suç”tan beraat: 10 Ekim Davasında zamanaşımı riski

ideo
4 Ağustos 2025
Ülkücü hareketin narkotik geçmişi: Üç hilal, beyaz toz
Türkiye

Ülkücü hareketin narkotik geçmişi: Üç hilal, beyaz toz

ideo
3 Ağustos 2025
Mekke koordinasyonu mu, rüşvet trafiği mi?: Diyanet’te skandallar bitmiyor
Türkiye

Mekke koordinasyonu mu, rüşvet trafiği mi?: Diyanet’te skandallar bitmiyor

ideo
3 Ağustos 2025
AKP sadakati ödüllendirmeye devam ediyor: İskender Pala Türk Telekom’a atandı
Türkiye

AKP sadakati ödüllendirmeye devam ediyor: İskender Pala Türk Telekom’a atandı

ideo
2 Ağustos 2025
ideo

© 2024 ideo

  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
  • Künye

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Yazı
  • Künye

© 2024 ideo