Perşembe, Haziran 26, 2025
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
No Result
View All Result
ideo
No Result
View All Result

İşgal, emperyalizm, devrim: Kore’de savaş, 75. yılında hala devam ediyor

ideo ideo
25 Haziran 2025
Genel
İşgal, emperyalizm, devrim: Kore’de savaş, 75. yılında hala devam ediyor

Ekin Gözek

Bugün Kore yarımadası hala ‘resmen’ savaş durumunda. Emperyalizm, büyük medya devleri eliyle, Kore Yarımadası’nda yaşanan işgalleri, bağımsızlık mücadelesini gölgeleyerek, çatışmayı ‘iki ayrı devletin’ arasında yaşanan bir savaş olarak gösteriyor, KDHC yalnızca silah üreten, füze denemeleri yapan, yarımadayı tehdit eden bir ülke olarak yansıtılıyor. 

Bugün, Kore Yarımadası’ndaki savaşın resmen başlamasının 75. yıl dönümü. Kore halkı, 75 yıldır savaş halinin devam ettiği bu coğrafyada ABD silahlarının gölgesi altında, bölünmüş bir şekilde yaşamaya devam ediyor.

2. Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1945’te, dünyada artık iki kutuplu bir güç dengesi oluşmuştu. Bir tarafta ABD’nin başını çektiği emperyalist batı bloku, diğer tarafta ise Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) başında bulunduğu sosyalist doğu bloku vardı. Bu iki güç arasındaki soğuk savaş 90’ların başına kadar dünyada etkisini sürdürecekti. Soğuk Savaş yılları boyunca ABD ve SSCB askeri, ekonomik ve ideolojik alanda yarışmaya devam etti. Soğuk savaşın oluşturduğu siyasi iklim doğrultusunda ülkeler çoğunlukla bu iki taraftan birinde konumlanıyordu. Az sayıda birkaç ülke ise Bağlantısızlar Hareketi’ni oluşturarak iki bloktan herhangi birine katılmama ısrarını sürdürüyordu. 

Günümüzde Soğuk Savaş’ın ABD’nin zaferiyle sonuçlandığına inanılsa da, Sovyetler Birliği’nin 1991’de dağılmasına kadar böyle bir zaferden bahsetmek güç. ABD’nin bu zaferi büyük ölçüde, Sovyetler’in dağılmasının ardından oluşan jeopolitik boşluk ve Batı merkezli medya anlatısıyla şekillendirildi.

ABD ve SSCB arasında iki kutba ayrılan dünyanın ilk sıcak çatışmalarından biri ise 2. dünya savaşının sona ermesinden yalnızca 5 yıl sonra yaşandı. Çatışmanın merkezi Kore Yarımadası’ydı. 

Japonya gölgesinde Kore Yarımadası

Kore, 1800’lerin sonlarından itibaren Japonya’nın askeri ve siyasi etkisi altındaydı. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra hızla büyüyen Japonya, 1905 yılına gelindiğinde Kore-Japonya antlaşması ile yarımadayı etkisi altına aldı. İlerleyen süreçte Kore artık Japonya’nın sömürge ülkesi haline gelmişti. Bağımsızlığını yitirmişti, iç ve dış siyaseti tamamen Japonya’dan yönetiliyordu. Halk asimile ediliyor, Japonya’ya bağlılıklarını kanıtlamak için kendi kültürlerinden uzaklaşmaya zorlanıyordu.

Japonya sömürgesi haline gelen Kore, 2. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte milyonlarca Koreliyi zorla savaşa dahil etti, kadınlar ise cinsel köleliğe sürükleniyordu. Japon işgali boyunca, yarımadada tahminen 50 bin ila 200 bin Koreli kadının, Japon İmparatorluk Ordusu tarafından zorla cinsel köleliğe sürüklendiği biliniyor. 

1945 yılına gelindiğinde ise savaşın seyri Japonya aleyhine sonuçlanmış ve Japonya teslim olmuştu. Bu teslimiyetin ardından Kore yarımadasında yeni bir siyasi durum oluştu.

İşgale karşı direniş ve ilk gerilla hareketleri

Kore halkı içerisinde bulunduğu baskı ortamı ve sömürge gerçeği ile birlikte 1919’da ilk örgütlü halk ayaklanmasını yaşamıştı. 1 Mart Hareketi olarak bilinen bu olay, Japon işgalinin asimilasyon politikasına karşı yayınlanan Bağımsızlık Bildirgesi’yle birlikte patlak verdi. Kore Yarımadası’ndaki ilk kitlesel bağımsızlık hareketi olan bu olaylarda 7 binden fazla kişi öldürüldü, 15 binden fazla kişi yaralandı ve 45 binden fazla kişi tutuklandı. 

Ayaklanma kanla bastırılsa da, direniş karşıtı devrimci hareketler sona ermedi. 1920’lerden itibaren Kim II Sung önderliğinde Japon sömürgesine karşı silahlı direniş başlatan gerilla hareketi kuzeydeki ilk komünist oluşumları temsil ediyordu. Kore’deki sosyalist zeminli halk hareketleri kültürel ve ideolojik alanda da ilerleyişini sürdürüyordu. 1925 yılında ise Kore Komünist Partisi kuruldu. 

Şanghay’da kurulan ve uzun bir süre boyunca illegal hareket eden Kore Komünist Partisi, Japonya’nın teslim olmasından sonra Sovyetler Birliği’nin desteğiyle Kore’nin kuzeyinde ‘Kuzey Kore Komünist Partisi’ adıyla ve Kim İl-sung önderliğinde yeniden organize edildi. Daha sonra bu parti, Kuzey Kore Yeni Halk Partisi ile birleşerek ‘Kuzey Kore İşçi Partisi’ adını alacak, Güney’de aynı isimle faaliyet gösteren ‘Güney Kore İşçi Partisi’ ile 1949’da gerçekleşen birleşmenin arından, ‘Kore İşçi Partisi’ haline gelecekti.

Kore’de kitlesel halk hareketlerinden en bilineni 1946 yılında Busan’dan başlayarak Daegu’ya yayılan ve 250 binden fazla işçinin katıldığı genel grevdi. Geçmişte oluşturulan Direniş Harekatı ise sömürgeci Japonya’ya karşı savaşmaya devam ediyordu. Savaşın sona ererken Yalta Konferasında (şubat 1945) Kore’nin durumu konuşulmaya başlandı. Ancak burada bir sonuç alınamadı. 1945 Ağustos ayında ise Sovyetler Birliği, ABD’nin Kore’ye asker çıkarmasına karşılık olarak, Japonya’ya savaş açtı ve yarımadanın kuzeyine asker çıkardı. Savaşın ardından Japonya teslim olurken, Kore’de bulunan 38. paralel de Sovyetler Birliği ve ABD arasında bir sınır olarak kabul edildi. Kore üzerindeki Japonya hakimiyeti sonlansa da bölgedeki siyasi kriz devam ediyordu. 

Kuzey Kore, Sovyetler’in de yardımıyla hızlı bir örgütlenme içerisine girdi. Kim İl-sung başkanlığındaki Geçici Halk Komiteleri anayasa çalışmalarına başlayarak 1948’te Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni (KDHC) ilan etti. Kore İşçi Partisi, Sovyetler Birliği’nden aldıkları teknik ve askeri destekle 2 yıl içerisinde güçlenerek Kore’yi birleştirmek adına ABD işgali altındaki Güney Kore’ye girecekti. Bu esnada Güney Kore ise Kore Bağımsızlığı için Hazırlık Komiteleri ‘Halk Cumhuriyeti’ni ilan etti. ABD ise Halk Cumhuriyeti’ni yok sayarak Kore’nin bölünmüş yapısını sürdürmekte ısrarcı oldu. Vesayet sistemi ile bölünmüş halde bulunan Kore halkı durumdan memnun değildi. ABD’nin durumu Birleşmiş Milletlere (BM) taşıması ile 1948’de Kuzey Kore’de Kore Cumhuriyeti ilan edildi. ABD bölgeden çekilmeye karar verse de askeri destek vermeyi sürdürdü. 

1950 Kore Savaşı

Kuzeydeki Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti Sovyet desteği ile ülkeyi birleştirmek için 38. paraleli geçerek Güney Kore’ye girdi. Kısa sürede güneyde bulunan Seoul özgürleştirildi. Güney Kore’nin direnemediğini görerek panikleyen Birleşmiş Milletler (BM) tüm dünyaya yardım çağrısında bulundu. Çağrının ardından ABD ve İngiltere bölgeye asker çıkardı. Ancak emperyalist bloğun çağrısına kulak kesilen bir ülke daha vardı: Türkiye. 

Türkiye ABD askerlerine kalkan oluyor

Türkiye’de Demokrat Parti (DP) yönetimindeki Adnan Menderes hükümeti iktidardaydı. Türkiye, 2. Dünya Savaşı’nda resmen tarafsızlık politikası izlese de, kuruluşunda büyük destek aldığı SSCB’ye karşı yüzünü Batı’ya dönmek isteyen bir politikayla, Kore çağrısını NATO’ya girmek adına bir fırsat olarak gördü. Hükümet, TBMM’nin onayına sunulmadan Yalova’da yapılan gizli bir Bakanlar Kurulu toplantısıyla Kore’ye asker gönderme kararı aldı. Bu kararın ardından ilk etapta yaklaşık 5 bin kişilik bir tugay hazırlanarak ABD savaş gemileriyle Kore’ye gönderildi. Burada Türkiye’ye düşen görev cephede Amerikan askerlerini korumaktı. Öyle ki Türk tugayı kendini koruyamayacak hale gelmişti. Savaştan bir yıl önce, 1949 yılında Komünist Parti önderliğinde devrimin gerçekleştiği Çin Halk Cumhuriyeti (ÇHC) ise, Kore Savaşı’na resmen 19 Ekim 1950’de dahil oldu. Ancak ilk büyük çaplı Çin askeri müdahalesi, 25 Ekim 1950’de başladı. Bu tarihten önce, Çin devriminin önderi Mao Zedung, Kore’ye gönüllülerin gönderilmesi talimatını vermişti. Çin Halk Gönüllü Ordusu’nda tercüman ve istihbarat subayı olarak görev yapan, Mao’nun oğlu Mao Anying de, Kore’de hayatını kaybetti. Bu adımlar Kore Savaşı’nın seyrini tamamen değiştirdi.

Soğuk savaşın ilk sıcak çatışması uzun sürmedi. Aynı yılın sonlarında sona erdi ve 38. paralel sınır olarak koşmaya devam etti. Ancak bir barış antlaşması imzalanmadı, savaş yalnızca ateşkes antlaşması ile sona erdi. 

23 cent’lik askerler

Kore savaşı sürerken ABD Dışişleri Bakanı John Dulles bütçe tartışmaları sırasında “En ucuz askeri Türkiye’den temin ediyoruz. Maliyeti günlük 23 cent’e denk geliyor” demişti. 

Bu skandal açıklama üzerine, o dönem SSCB’de sürgünde olan Nazım Hikmet’in şu sözleri hatırlanmaya değer: 

“Size tanesini 23 sente sattıkları asker

mevcuttu üniformanızı giymeden önce de,

mevcuttu otomatiksiz filan,

mevcuttu sadece insan olarak

mevcuttu, tuhafınıza gidecek,

mevcuttu hem de çoktan mı çoktan,

daha sizin devletinizin adı bile konmadan.” 

Kore’de ‘savaş’ devam ediyor

Bugün Kore yarımadası ‘resmen’ savaş durumunda. Emperyalizm, büyük medya devleri eliyle, Kore Yarımadası’nda yaşanan işgalleri, bağımsızlık mücadelesini gölgeleyerek, çatışmayı ‘iki ayrı devletin’ arasında yaşanan bir savaş olarak gösteriyor, KDHC yalnızca silah üreten, füze denemeleri yapan, yarımadayı tehdit eden bir ülke olarak yansıtılıyor. Üstelik yaratılan bu tehdit, yalnızca Kuzey için değil, Güney’deki eşitlik ve bağımsızlık mücadelesini baskılamanın da en büyük araçlarından biri haline geldi. 

Pyongyang yönetimi ise, bölgedeki ana tehdidi ABD olarak tanımlıyor. ABD ile Güney Kore arasında imzalanan savunma anlaşmasına göre, savaş durumunda Güney Kore ordusunu ABD’li komutanlar yönetecek. ABD askeri varlığının Güney Kore’de kalıcı hale getiren bu anlaşma, bölgedeki savaş riskinin ana kaynaklarından biri.

ideo

ideo

Diğer içerikler

Ucuz işçilik, kimlik krizi: Almanya’da ‘acı vatan’ süreci 64 yıl önce başladı
Genel

Ucuz işçilik, kimlik krizi: Almanya’da ‘acı vatan’ süreci 64 yıl önce başladı

ideo
24 Haziran 2025
80 yıl sonra Zafer Yürüyüşü: Neler yaşandı, bugün ne anlama geliyor?
Genel

80 yıl sonra Zafer Yürüyüşü: Neler yaşandı, bugün ne anlama geliyor?

ideo
26 Haziran 2025
Microsoft nasıl İsrail istihbaratının merkezi oldu?
Genel

Microsoft nasıl İsrail istihbaratının merkezi oldu?

ideo
23 Haziran 2025
Nureddin Yıldız’dan Survivor’a: Boğaziçi gericiliğin ve sermayenin hedefinde
Genel

Nureddin Yıldız’dan Survivor’a: Boğaziçi gericiliğin ve sermayenin hedefinde

ideo
11 Haziran 2025
SSCB Bilimler Akademisi’nden vahşi kapitalizme: Tetris’in çarpıcı ama tanıdık hikayesi
Genel

SSCB Bilimler Akademisi’nden vahşi kapitalizme: Tetris’in çarpıcı ama tanıdık hikayesi

ideo
9 Haziran 2025
ideo

© 2024 ideo

  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
  • Künye

Takipte kalın

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
  • Künye

© 2024 ideo