Cerrahilerin musiki ile ve “sevgi dolu” gözükerek yaratmaya çalıştıkları imajlarının arkasında kadın düşmanlığı, Cumhuriyet karşıtlığı ve düzenle kurulan yakın ilişkiler var. Yakın zamanda parçası oldukları cenaze skandalı da bu gerici yapının halk için ne denli büyük bir tehdit olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiş oldu.
Oğuzhan Aygen
Geçtiğimiz günlerde vefat eden eski imam ve Cerrahi tarikatı mensubu Saadet Kılıç, vasiyeti üzerine Balıkesir’in Burhaniye ilçesindeki Muhyiddin-i Rumi türbesine gömülmek istemiş ve bunun üzerine de mülkiyeti belediyeye ait ve birinci derece sit alanı olan türbeye Kılıç’ın defnedilmesi için Cerrahi Tarikatı devreye girmişti.
Türbeye defnedilebilmesi için dört gün bekletilen naaşın defnine Burhaniye Belediyesi söz konusu işlemin yasa dışı olduğu gerekçesiyle karşı çıkmıştı. Burhaniye Belediye Başkanı, “Burası Belediyenin mülkü. Bu bölgeye belediye meclisi kararı olmadan defin işlemi yapamazsınız. Ben buna izin veremem. İzin verirsem suç işlerim” ifadelerini kullanmıştı.1 Başkanı ikna etmek üzere Balıkesir Valisi ve İl Emniyet Müdürü devreye girdiyse de işe yaramamıştı.2 Bunun üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’a vekaleten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz imzasıyla jet hızıyla bir kararname çıkarıldı. Bu kararname sayesinde Saadet Kılıç hukuksuz bir şekilde türbeye gömülebildi. Defin işlemine engel olmak isteyen belediye personeli de türbe alanından çevik kuvvet polisi tarafından çıkarıldı.
Kim bu Cerrahiler?
Cenazedeki olaylarla yeniden gündeme gelen Cerrahi tarikatının kökleri 18. yüzyıla uzanıyor. Merkezi İstanbul’un Karagümrük semti olan bu tarikat, “Halvetiyye” koluna mensup olup ismini kurucusu Nureddin Cerrahi’den alıyor. Tarikatın lideri “postnişin” unvanını taşıyor. Nureddin Cerrahi, dönemin padişahı III. Ahmed tarafından himaye görmüş, tarikat da bu destekle özellikle İstanbul’da 30’a yakın tekke kurarak etkili bir yayılım göstermiş.
1925’e gelindiğinde aktif 14 tekkeleri bulunuyordu. Aynı yıl çıkarılan 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerin kapatılmasına ilişkin devrim kanunuyla birlikte Cerrahiler de faaliyetlerine son vermek zorunda kaldı. Bu kapanış tarikatı tümüyle ortadan kaldırmasa da, 1964’e kadar gözle görülür bir etkinlik gösteremediler. Ancak 1964 sonrasında, “Türk Tasavvuf Musikisi ve Folklorünü Araştırma ve Yaşatma Vakfı” çatısı altında yeniden canlandılar ve tarikat mensupları yurt çapında yoğun bir faaliyet içine girdi.
Batı’ya açılmaları ve bölünmeleri
TDV İslam Ansiklopedisindeki bilgilere göre, “Muzaffer Ozak döneminde (1964–1985) topluma açılarak yeni ve güncel bir nitelik kazanan Cerrâhiyye, şeyhin sohbet ve eserleriyle Batı dünyasına ve Amerika Birleşik Devletleri’ne kadar ulaşmış, buralarda tekkeler açılmıştır.” Tarikatın Batı’ya ve Amerika’ya nasıl açılabildiği ise yine aynı kaynakta şöyle açıklanıyor: “Hoşsohbet ve fevkalâde nüktedan, anlaşılması zor dinî meseleleri kolayca özetleyip izah etme, konuları ibret alınacak hikâyelerle veciz bir şekilde anlatma ve öğretme yeteneğine sahip bir halk vâizi olan Muzaffer Ozak’ın vaaz ve hutbeleri, konuları ele alış ve sunuş tarzının yabancıların dikkat ve ilgisini çekmesiyle…”3
1985 yılında Muzaffer Ozak’ın vefatıi Cerrahileri ikiye böldü: Nur Aşkı Cerrahi Sufi Tarikatı ve Amerika Cerrahi Tarikatı.4 Postnişinlik görevine getirilen Safer Dal, tarikatı yeniden toparlamaya çalıştı. 1997 yılında, Refah Partisi’nin iktidarda olduğu dönemde, Başbakan Necmettin Erbakan tarafından başbakanlıktaki iftara davet edilen tarikat liderlerinden biri oldu. Bu davet, tarikat-siyaset ilişkilerinin en görünür örneklerinden biri olarak kamuoyuna yansırken, Dal rahatsızlığı nedeniyle bu buluşmaya katılamamıştı.5 Safer Dal’ın 1999’daki ölümünün ardından postnişinlik makamına getirilen Ömer Tuğrul İnançer, Cerrahiler’i gündemde, tartışmalı sözleriyle tutmasıyla biliniyor.
Kadın düşmanı lider
Ömer Tuğrul İnançer, yaşamı boyunca kamuoyunun gündemine sık sık skandal açıklamalarıyla geldi. Özellikle kadın düşmanı beyanlarıyla tepki çeken İnançer’in en çok tartışılan ifadelerinden biri şu şekildeydi: “Evlilik kurumunun bugünkü empoze edilen, ‘Ben kendi ayaklarımın üzerinde dururum’, ‘kadının ekonomik hürriyeti’ gibi aldatmacalardan vazgeçilmesi lazımdır. İstatistikle meşgul olanlar boşanmaların kimler arasında olduğunu bir istatistiki anket yapıversinler. Çalışan kadından bahsediyorum. ‘Ben kocama muhtaç değilim’ diye evvela ailesini dağıtıyor. Kocasına muhtaç değil ama elin adamının patronunun hizmetinde olmayı haysiyetine uygun buluyor. Kocasının emrinde olmayı haysiyetine uygun bulmuyor. Ben eş demem. Eş yoktur, eşitlik yoktur. Ben karımla, çocuğumla eşit değilim. Eşim değil, zevcem olur. Karı da kurumsallığı anlatmak için kullanılır.”
Bu sözleriyle İnançer, kadının hem ekonomik özgürlüğüne hem de toplumsal yaşamdaki varlığına doğrudan saldırmış, kadının yalnızca aile içinde ve kocasına bağımlı bir konumda olması gerektiğini savunmuştu. Bu sözleri ile kadının çalışma hayatı içerisinde olmaması gerektiğini iddia eden Ömer Tuğrul İnançer’in kızı Eren İnançer Luş ise 2014’te Avea’da Kurumsal İletişim Direktörü olarak çalışıyordu.6
Hamile kadınlara hakaret
Ömer Tuğrul İnançer, 2013 yılında kamuoyunu sarsan bir başka skandal açıklamaya daha imza attı. Üstelik bu açıklamayı, Ramazan ayında TRT 1’de iftar saatlerinde yayınlanan “Ramazan Sevinci” programında yaptı. İnançer, hamile kadınlara yönelik şu ifadeleri kullanmıştı: “Hamileliği davul çalarak ilan etmek bizim terbiyemize aykırıdır. Böyle karınla sokakta gezilmez. Her şeyden önce estetik değildir. 7-8 aydan sonra anne adayı biraz hava almak için beyinin otomobiline biner, biraz dolaşır. Sonra akşamüstü çıkarlar. Şimdi ise maşallah, kanatlısı kanatsızı televizyonlarda uçuşuyor. Ayıptır ayıp. Bunun adı realizm değildir. Bunun adı terbiyesizliktir.”7
Bu sözler kamuoyunda büyük tepkilere yol açarken, İnançer tepkilere rağmen geri adım atmadı; söylemlerinin çarpıtıldığını öne sürdü ve görüşlerinin arkasında durduğunu şu sözlerle savundu:
“Kanunda bile doğumdan önce anne adayına, evinde otursun diye izin veriliyor. Sokakta gezsin diye değil. ‘Ben evlendim, hamile kaldım…’ Tamam, iyi ettin de… Bunlar böyle karnını salına salına yürümenin gereği olarak gösterilemez. Görüntü estetik değil, hâlâ da aynı şeyi söylüyorum. Niye anlamıyorsunuz? Bunlar muhterem şeylerdir. Muhterem şeyler saygı duyulacak şekilde saklanır. Hamilelik bu kadar aşikâr edilmez. Ayrıca yetişmekte olan genç kızlar da bu nedenle doğum yapmaktan korkuyor. Eskiden kalabalık evlerde halalar, teyzeler bulunduğu zamanlarda bile, ileri derecede hamileler evde çocuk varsa çok gezdirilmezdi. Bunlar bizim cemiyetimizin hem estetik hem terbiye hem de yavru yetiştirmekteki usulleriydi.”8
Tepkilerin daha da büyümesi üzerine İnançer bu kez açıkça hakaret içeren bir dille konuştu ve ağzını iyice bozarak şu ifadeleri kullandı: “Reklam etmesinler, kapalı giyinsinler dedim. ‘Hem evlenmem hem hamile kalırım’ diyenler var. Hürriyetmiş! Orospuluğun adının hürriyet olduğu dünyaya tükürürüm. Bunun adı orospuluktur. Amerika’da eşcinsellerin evlenmesi de serbest. İçine tüküreyim öyle ileriliğin ben! Bu ilerilikse ben gericiyim. Aileye saygı yok, mahremiyete saygı yok. Bunun adı da hürriyet, öyle mi? Hadi ya?”9
Devrim düşmanlığına TRT ödüllendirmesi
Ömer Tuğrul İnançer, 2014 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Kaynakları Başkanlığı’nın davetiyle meclis personeline verdiği “Hazreti Mevlana’yı Anlamak” başlıklı konferansta Cumhuriyet devrimlerine ağır hakaretlerde bulunmuştu. Özellikle Harf Devrimini hedef alan İnançer, şu skandal ifadeleri sarf etti: “İnkılap mı? İnkılap ne demek biliyor musunuz? Köpekleştirme demektir. Bu memlekette inkılap (köpekleştirme) yapılmıştır. Dünyanın en büyük kütüphane cinayeti 1928’de Türkiye’de olmuştur. Bir gecede Türkiye’nin kitapları okunmaz hale gelmiştir.”10
Cumhuriyet devrimlerine dönük bu ağır ve hakaretamiz söylemlerine rağmen Ömer Tuğrul İnançer, AKP iktidarı döneminde adeta ödüllendirildi. TRT Türk kanalında “Ömer Tuğrul İnançer ile Gönül Dünyamız” adlı program yayın hayatına başladı. Kamuoyundan gelen yoğun tepkiler ve şikayetler üzerine RTÜK’e başvurular yapıldı. Ancak RTÜK, İnançer’in kamuoyunda infial yaratan bu sözlerinin “yayın ihlali” oluşturmadığına karar vererek herhangi bir yaptırım uygulamadı.11
Düzenle ilişkileri
Ömer Tuğrul İnançer yalnızca AKP ile değil, CHP’nin bazı isimleriyle de yakındı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, 2021 yılında İnançer’i ziyaret etmiş, bu ziyaretin gerekçesini “İstanbul’un dergâhları ve kutsal mekânlarının korunması üzerine sohbet” olarak açıklamıştı. Polat, İnançer’e hediye takdim ettiği anı gösteren bir fotoğrafı da kamuoyuyla paylaşmıştı.12
İlber Ortaylı da 2019 yılında bir imza günü sırasında karşılaştığı İnançer’in elini öpmeye yeltenmiş, tepkiler üzerine kendisini şu sözlerle savunmuştu: “Ben onun elini öpmüyorum. O benim elimi öpüyor, ben de onun elini öpüyorum. Bu çok eski bir İstanbul adetidir, yobazlık değildir.”13
4 Eylül 2022’de vefat eden İnançer’in cenazesi, tarikat-düzen ilişkisinin geldiği noktayı bir kez daha gözler önüne sermişti. Cenazeye AKP Genel Başkanı Erdoğan başta olmak üzere AKP’nin üst düzey tüm isimleri katıldı. Törene aynı zamanda oyuncular Necati Şaşmaz, Kadir Çöpdemir ve Uğur Pektaş gibi isimler de iştirak etti.14
Ahmet Özhan dönemi
Ömer Tuğrul İnançer’in vefatının ardından Cerrahi Tarikatı’nın postnişini olarak Ahmet Özhan devreye girdi. Gençliğinde gazinolarda şarkılar söyleyen, İslami yaşam tarzını benimsememiş olan Özhan, kendi ifadesine göre 17 yaşından bu yana İnançer’in “talebesi”ydi. Ancak Ahmet Özhan, ancak 1980’li yıllardan itibaren Tasavvuf Musikisine yöneldi; 1991 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nun kuruluşunda aktif rol üstlendi.15
Konya’da Mevlana’nın anıldığı Şeb-i Arus törenlerinin vazgeçilmez ismi haline gelen Özhan, son yıllarda Saray ile de yakın ilişkiler kurdu. Ahmet Özhan’a 2024 yılında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi.16 Kendisi 1 Mart 2025’te ise Saray’da düzenlenen “Ramazan Konseri”nde sahne aldı.17
2021 yılında yandaş Sabah gazetesine verdiği röportajda, ekonomik sıkıntıların “çetin seyri”ne dikkat çeken Özhan, şu skandal ifadeleriyle öne çıkmıştı:
“Bugün içinde bulunduğumuz ekonomik döngüde gerekirse bir ekmek yerken bunu yarım ekmeğe düşüreceğiz. Bunun mükafatını alırız. Bakın Cumhurbaşkanımız Amerikan hegemonyasıyla birlikte dolara da ‘one minute’ dedi. Bu bir tam bağımsızlık mücadelesidir.”18
Tavizsiz mücadele şart
Burhaniye’de yaşanan cenaze skandalı ve Cerrahi Tarikatı’nın bir bütün olarak sergilediği sicil, tarikatlara ve gericiliğe karşı en küçük bir tavizin dahi kabul edilemez olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Her ne kadar Cerrahiler, diğer tarikatlara kıyasla daha “masum”, “musikiyle meşgul”, “sevgi dili kullanan” ve “siyasetten uzak” bir görüntü sergilemeye çalışsalar da; liderlerinin geçmişte sarf ettiği kadın düşmanı ifadeler, Cumhuriyet’e ve laikliğe düşmanlıkları, Osmanlı’dan günümüze uzanan iktidar odaklarıyla ilişkileri ve bugün AKP ile doruğa ulaşan bağları, bu yapının da halk için büyük bir tehdit olduğunu açıkça gösteriyor. Tarikatlara, cemaatlere, her türlü gerici odağa karşı kararlı bir mücadele yürütmek; laiklik ilkesini yeniden hâkim kılmak ve 677 sayılı devrim yasasının eksiksiz uygulanmasını sağlamak, güncel bir görev olarak önümüzde durmaya devam ediyor.
Notlar:
- https://www.evrensel.net/haber/558739/cevdet-yilmazdan-sit-alanina-defin-izni-tarikat-mensubu-sit-alanina-defnedildi ↩︎
- https://halktv.com.tr/gundem/turbe-inadi-seyhin-cenazesini-4-gundur-bekletiyor-hukuka-aykiri-istek-icin-vali-949720h ↩︎
- https://islamansiklopedisi.org.tr/cerrahiyye ↩︎
- Kasperski, Jon Garry (2021). The Halveti-Jerrahis & the legacy of Sheikh Muzaffer in North America (Tez) (İngilizce). Lethbridge, Alta. : University of Lethbridge, Dept. of Religious Studies. ↩︎
- Karaatlı, Pınar (2006). Modernleşen Bir Gelenek: Cerrahilik İstanbul’da Etkinlik Gösteren Bir Halveti-Cerrahi Çevresinin Etnolojik İncelemesi (Tez). Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkbilim (Etnoloji) Anabilim Dalı. ↩︎
- https://www.halkinhabercisi.com/kadinlarin-calismamasini-isteyen-inancerin-kizi-bakin-nereye-atandi ↩︎
- https://www.milliyet.com.tr/gundem/ne-cektin-be-kadin-1741541 ↩︎
- https://www.milliyet.com.tr/gundem/ne-cektin-be-kadin-1741541 ↩︎
- https://www.odatv.com/guncel/bunun-adi-orluktur-68640 ↩︎
- https://www.yenicaggazetesi.com.tr/ataturk-devrimine-ve-hamile-kadinlara-yonelik-sozleriyle-tepki-ceken-omer-tugrul-inancer-hayatini-kaybetti–575383h.htm ↩︎
- https://www.hurriyet.com.tr/gundem/rtukten-omer-tugrul-inance-vize-25019815 ↩︎
- https://haber.sol.org.tr/haber/chpli-polattan-hamile-kadin-sokaga-cikmasin-diyen-gericiye-ziyaret-29605 ↩︎
- https://indigodergisi.com/2019/07/ilber-ortayli-tarikat-uyesi-omer-tugrul-inancer-elini-optu/ ↩︎
- https://www.iletisim.gov.tr/turkce/haberler/detay/cumhurbaskani-erdogan-omer-tugrul-inancerin-cenaze-torenine-katildi ↩︎
- https://www.cnnturk.com/turkiye/55-yildir-ogrencisiydi-cerrahi-tekkesinin-yeni-postnisini-ahmet-ozhan-oldu-1841004 ↩︎
- https://www.kocaeligazetesi.com.tr/video/22917507/balakbabalar-ve-ozhan-odulu-erdogandan-aldi ↩︎
- https://www.aa.com.tr/tr/kultur/cumhurbaskanligi-kulliyesinde-ahmet-ozhan-ve-mana-konseri-duzenlendi/3497144 ↩︎
- https://www.cumhuriyet.com.tr/yasam/ahmet-ozhan-tepki-ceken-kriz-aciklamasi-gerekirse-bir-ekmek-yerken-bunu-yarim-ekmege-dusurecegiz-1895611 ↩︎