Cuma, Temmuz 4, 2025
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
ideo
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
No Result
View All Result
ideo
No Result
View All Result

PSAKD Başkanı Erçe, Madımak Katliamı’nın 32. yılında konuştu: “Bu mesele Alevilerin meselesi olmaktan çıkmıştır, emperyalist kuşatma altındayız”

ideo ideo
2 Temmuz 2025
Türkiye
PSAKD Başkanı Erçe, Madımak Katliamı’nın 32. yılında konuştu: “Bu mesele Alevilerin meselesi olmaktan çıkmıştır, emperyalist kuşatma altındayız”

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Madımak Katliamı’nın 32. yıl dönümünde İdeo’ya açıklamalarda bulundu.

Mehmet Can Karaca

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta Madımak Oteli’nde yaşanan katliamın 32. yıl dönümünde yaptığı açıklamada, katliamın yalnızca bir topluluğa yönelik saldırı olmadığını, Türkiye’deki siyasal yapılanmanın taşlarını döşeyen bir kırılma noktası olduğunu vurguladı. 

İdeo’ya konuşan Erçe, katliamın ‘hazırlığı çok önceden yapılan’ bir planlamanın ürünü olduğunu vurguladı. 

Erçe, “Oyuncular da zaten birkaç gün boyunca gazetelerde çıkan haberlerle hazır hale getirilmişti. Yani Sivas’ın önde gelen gazetelerinde ‘Müslüman mahallesinde salyangoz satanlar’ başlığı atanlar, ‘kafirler’, ‘İslamın ordusu kafirlerin korkusu’, ‘buna izin verecek miyiz?’ gibi başlıklı yayınlarla, devletin gözü önünde ev ev dağıtılan bildirilerle hazırlanmış planlanmış bir katliam” ifadelerini kullandı. 

Katliamların siyasi hedefleri

Katliam öncesinde atılan Cumhuriyet karşıtı sloganların, saldırının siyasal hedefini gösterdiğini vurgulayan Erçe, Maraş ve Çorum katliamlarının 12 Eylül rejimine ortam hazırlanması işlevine sahip olması gibi, Madımak’taki katliamın da benzer bir siyasal hedefi olduğunu ifade etti: 

“Maraş ve Çorum katliamları sonrasında; 12 Eylül askeri-faşist cuntası iş başına getirildi ya da buna ortam hazırlandı, 24 ocak kararlarının hayata geçirilmesi kolaylaştırıldı. Böylece bugünkü kamusal düzenin tasfiyesi, özelleştirmeler ve benzeri bir sürü ekonomik ve siyasal yeniden yapılanmanın aslında sebebi haline gelmiş oldular. Daha doğrusu bugünkü yapılanların nedenini de o günlerde aramak lazım. 

“Bugünkü Türkiye’nin taşlarını döşedi”

İşte 2 Temmuz 1993’te yaşanan Madımak Katliamı da; bugünkü Türkiye’deki siyasal atmosferin, tek adam rejiminin, anti-demokratik uygulamaların, yani bir kişinin ağzıyla tüm ülkenin yönetildiği düzenin getirilmesi için yapıldı. Bugünkü siyasal iktidarın yol taşlarını döşeyen bir katliamdı.

Bunu çok açık ve net bir şekilde söyleyebiliyoruz. Çünkü, katliamı hazırlayanlar ve planlayanlar, katilleri savunanlar daha sonraki dönemlerde ülkenin önemli mertebelerine ve önemli görevlerine getirdiler. Yani en hafifinden milletvekili seçildiler. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı oldular, bakan oldular, ülkenin önemli yerlerinde görevler aldılar. 

“Selefi cihatçıları besleyenler de aynı zihniyetin ürünü”

Şimdi hal böyle iken yakanlar da aklayanlar da katilleri serbest bırakanlar da aynı zihniyetin ürünleri. Hatta daha da ileriye giderek söyleyeyim ki, Suriye ve Ortadoğu’da yaşanan onlarca katliamda görev almış İslamcı terörist örgütlerin beslenmesinden, onların yaralılarının ülkemizde tedavi edilmesinden tutun da eğit-donat faaliyetleriyle bugünkü Suriye’de Alevi soykırımını gerçekleştirilen HTŞ gibi Selefi cihatçı örgütleri besleyip büyütenler de aynı zihniyetin ürünleri. FETÖ’yü ülkenin en kılcal damarlarına kadar sokan, girmesine izin veren, ülkeyi dizayn eden de aynı fikrin ürünleri. Böyle olunca 2 Temmuz sadece bir yanıyla görülecek ya da değerlendirilecek bir katliam değil.”

AKP ile Suriye’de iktidarı ele geçiren Heyet Tahrir Şam (HTŞ) örgütünün ilişkilerini de değerlendiren Erçe, Alevilerin eşit yurttaşlık ve anayasal güvence konularındaki problemlerini vurgulayarak şunları söyledi:

“Yüzbinlerce insanı katleden örgütün lideri Türkiye’de karşılanabiliyor, ama 2 Temmuz 1993’te katliamın yapıldığı, sekiz saat boyunca canlı yayında izlediğimiz Madımak Oteli ‘utanç müzesi’ yapılmıyor. Dolayısıyla oradaki gerici yapılar ile, Gazze’de yaşanan onlarca insan hakkı ihlali ve katliamdan hemen sonra, bir diğer baş sorumlu olan ABD Başkanı ile beraber poz verebiliyorlar.”

Erçe ayrıca, Türkiye’de Alevilerin siyasi talepleri yok sayılırken Hizbullah (Hizbul-kontra) gibi yapılanmaların mensuplarının serbest bırakıldığını hatırlatarak, Türkiye’nin Suriye’de yaşananlara karşı tavrıyla Türkiye’deki Alevilere, ilerici, laik kesimlere ve emek ve demokrasi güçlerine yönelik tavrının bir tutarlılık içerisinde olduğunu vurguladı. 

“Aleviler ve ilericiler açısından bir zaman aşımı yok”

Sivas Katliamı ana davası 2012 yılında zaman aşımına uğratıldı. Aynı şekilde, firari sanıkların davaları da 2013 yılında düşürüldü ve yargılanmalarının önü tamamen kapatıldı. 

Bu zaman aşımının Aleviler ve ilerici kesimler açısından herhangi bir anlam ifade etmediğini belirten Erçe, şunları söyledi:

“Madımak Davası hukuki yolla zaman aşımına uğratıldı. Ama Alevi halkı ya da bu ülkenin aydın ve ilerici kesimi açısından böyle bir zaman aşımı yok. Biz onların nazarında zaman aşımına uğrayan bu meseleyi biz bir insanlık davası olarak görüyoruz, çünkü Madımak Katliamı insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda da zaman aşımı aranmaz. Eğer bunda bir zaman aşımı aranırsa biz Yahudi katliamını nereye koyacağız, Ermeni katliamını nereye koyacağız? Ya da bugüne kadar yüzlerce yıldır yaşanmış katliamları hiç sorgulamayacak mıyız? Elbette ki sorgulayacağız ve mahkum edeceğiz. Çünkü Sivas’tan önceki ve sonraki katliamlarla yüzleşilemedi.”

Davayı ‘insanlık davası’ olarak gördüklerini kaydeden Erçe, katliamın sorumlularının peşini bırakmayacaklarını, gerçek sorumlular hesap verene kadar herhangi bir zaman aşımını ‘yok hükmünde’ kabul ettiklerini vurguladı.

“Bunun insanlık meselesi olduğunu anlatmak zorundayız”

Katliamın üzerinden geçen 32 yılın ardından, Alevi toplumunun eşit yurttaşlık mücadelesini değerlendiren Erçe, söz konusu mücadelenin ‘Alevilerin meselesi olmaktan çıktığını’ vurguladı ve şu açıklamalarda bulundu:

“Bu meselenin insanlık meselesini olduğunu anlatmak zorundayız. 32 yıldır anlatmaya çalıştığımız gibi. Görünen o ki, çok iyi anlaşılmış değil. Ancak anlamamız gereken şu: Bu mesele Alevilerin meselesi olmaktan çıkmıştır. 

Katliam Alevi katliamıdır, ama ‘mesele’, Alevi meselesi değildir. Bu ülkede yaşanmış bütün çirkinliklerin, kirlenmişliklerin; kadın cinayetlerinden çocuk tacizlerine varıncaya kadar, orman yangınlarından zeytin alanlarının talan edilmesine varıncaya kadar, maden şirketlerine peşkeş çekilen dağlarımıza, derelerimize varıncaya kadar bu ülkede yaşanan tüm olumsuzlukların arka planında geçmişle yüzleşmemek yatıyor. Bu ülkede yaşayan inancı ve siyasi görüşü ne olursa olsun, bütün emekçi halkların geçmişle yüzleşemediği taktirde açlık sınırının altında yaşayacağının, on bin lira emekli maaşı, yirmi bin lira asgari ücret ile açlık sınırının çok altında yaşayacağının, çocuklarını okutamayacağının, sağlık hizmetlerinden faydalanamayacağının, barınamayacağının ve daha fazlasının bilincine varılmalı.”

“Emperyalist, faşist ve şeriatçı bir kuşatma altındayız”

Türkiye’nin ‘emperyalist, faşist ve şeriatçı bir kuşatma’ altında olduğunu söyleyen Erçe, Madımak’ın artık bugünkü düzenden olumsuz etkilenen bütün kesimlerin davası olduğunu ve buna karşı mücadelenin yalnızca Alevilerin değil, emekçilerin birliğinden geçtiği görüşünde:

“Emperyalist, faşist ve şeriatçı bir kuşatma altındayız. Dünyaya hangi pencereden bakarsanız bakın, bu ülkenin bu karanlıktan kurtulması için, Madımak’ı saran kara dumanın dağıtılabilmesi için birliğe ve beraberliğe ihtiyacımız var. ‘Gelin canlar bir olalım’ demekten başka bir çaremiz de yok. O nedenle siyasal olarak yaslanacağımız yer yoksul ve emekçi halklardır, Türkiye halklarıdır. Madımak, artık bugünkü düzenden olumsuz etkilenen bütün kesimlerin davası, yani insanlık davasıdır.”

ideo

ideo

Diğer içerikler

32. yılında Madımak Katliamı: Zamanaşımı ile aklanan katiller, süren gerici kuşatma
Türkiye

32. yılında Madımak Katliamı: Zamanaşımı ile aklanan katiller, süren gerici kuşatma

ideo
2 Temmuz 2025
Laikliğin tasfiyesi halk sağlığını tehdit ediyor
Türkiye

Laikliğin tasfiyesi halk sağlığını tehdit ediyor

ideo
1 Temmuz 2025
“Yaz Okulu” maskesiyle gericilik: TÜGVA’ya okulları tahsis ettiler
Türkiye

“Yaz Okulu” maskesiyle gericilik: TÜGVA’ya okulları tahsis ettiler

ideo
1 Temmuz 2025
Musikiyle masumiyet denemeleri: Cerrahi tarikatının kısa tarihi
Türkiye

Musikiyle masumiyet denemeleri: Cerrahi tarikatının kısa tarihi

ideo
30 Haziran 2025
Bir haberin anatomisi: “Genç çalışanlar patronlardan ne istiyor?”
Türkiye

Bir haberin anatomisi: “Genç çalışanlar patronlardan ne istiyor?”

Serkan Yücel
30 Haziran 2025
ideo

© 2024 ideo

  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
  • Künye

Takipte kalın

No Result
View All Result
  • Anasayfa
  • Türkiye
  • Dünya
  • Ekonomi
  • Kültür-Sanat
  • Söyleşi
  • Künye

© 2024 ideo