Bir Cumhuriyet düşmanının portresi: Ahmet Hamdi Çamlı’nın suç dosyası

AKP’liler söz konusu olduğunda her AKP’linin ortak noktası azılı birer Cumhuriyet düşmanı olmaları oluyor. Özellikle sosyal medyadaki troller eliyle köpürtülen Cumhuriyet düşmanı söylemlerden partinin üst düzey isimleri de geri kalmıyor. Bunlardan sicili en kabarık olanı ise Recep Tayyip Erdoğan’ın eski şoförü ve eski AKP Milletvekili “Yeliz” kod adlı Ahmet Hamdi Çamlı. Çamlı vakasını örnek bir Cumhuriyet düşmanı portresi olarak ayrıntılı bir şekilde inceleyelim.

Oğuzhan Aygen

Ahmet Hamdi Çamlı, babadan Milli Görüşçü bir aileden geliyor. Babası Zeki Çamlı, 1969 yılında Necmettin Erbakan’ın kurduğu Milli Nizam Partisi’ne katılarak siyasete adım attı. Ahmet Hamdi Çamlı da babasının izinden giderek gençlik yıllarından itibaren Milli Görüş hareketinin içinde yer aldı. Kendi ifadesine göre, henüz 14 yaşındayken, yani 1979 yılında, Metris Cezaevi’nde Recep Tayyip Erdoğan’la tanıştı. Bu tanışmanın ardından Çamlı, hem Necmettin Erbakan’ın hem de Recep Tayyip Erdoğan’ın gönüllü şoförlüğünü yaptı. İşte bu noktadan itibaren Çamlı’nın siyasi yükselişi hız kazandı.

Erbakan–Erdoğan ayrışmasında Erdoğan’ın safında yer alan Çamlı, İstanbul’da İl Genel Meclis Üyeliği ve Belediye Meclis Üyeliği gibi görevlerde bulundu. Bunun yanı sıra Türkiye İzcilik Federasyonu Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu üyelikleri ile Türkiye Atletizm Federasyonu Yönetim Kurulu üyeliği görevlerini üstlendi; ayrıca 2014-2015 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Başkanlığı yaptı. 2011 genel seçimlerinde AKP tarafından İstanbul 2. Bölge 16. sıradan milletvekili adayı gösterildi ancak bu seçimde Meclis’e giremedi.¹ Asıl tanınırlığını ise 1 Kasım 2015 seçimlerinde AKP’den milletvekili seçilerek kazandı.

Wikileaks belgeleri

Wikileaks’te yayımlanan belgelerde Ahmet Hamdi Çamlı’nın adı da yer alıyor. 17 Nisan 2011 tarihinde Halil İbrahim Danışmaz tarafından Berat Albayrak’a gönderilen ve Wikileaks’te yayımlanan bir e-postada, Çamlı hakkında ciddi ve çarpıcı iddialar dile getiriliyor. Danışmaz, bu e-postasında Çamlı’nın AKP’den İstanbul milletvekili adayı olmasına değinerek, onun güvenilmez biri olduğunu öne sürüyor. Çamlı’nın borç batağında olduğunu ve evine gelen icra memurlarını balkondan atmaya kalktığını, buna karşın sonrasında 4-5 villa sahibi olduğunu iddia ediyor. Ayrıca, lise öğrencisi bir çocuğa çarparak ölümüne sebep olduğu ve bu olaydan sonra sadece bir hafta cezaevinde kalıp serbest bırakıldığı ileri sürülüyor. Danışmaz, bu olayın ardından Çamlı’nın mahalle kahvesinde bu durumu aşağılayıcı ifadelerle anlattığını da belirtiyor. Dini hassasiyetlerinin de samimi olmadığını, karısı üzerinden aldığı bilgiyle namaz gibi ibadetlerini terk ettiğini, kahvehaneden çıkmadığını ve kabadayı/mafya gibi davrandığını aktarıyor. Danışmaz, dönemin Hürriyet gazetesinin Çamlı’yı manşete taşımasının ardında başka amaçlar olabileceğini belirterek, bu durumun ileride AKP’ye zarar vereceği uyarısında bulunuyor. E-postada Çamlı ile ilgili şu ifadeler yer alıyor:

“Kardeşim tereciye tere satacak değilim, ama bu gördüğüm haber beni işkillendirdi. Muhtemelen sen biliyorsundur ama bu adam; liseyi bile parayla dışarıdan bitirmiş (üniversite olayı külliyen yalan). 4-5 sene önce evine gelen icra memurlarını evinin balkonundan atmaya çalışmış şimdi 4-5 villası varmış, yine 1-2 sene önce liseli bir çocuğa çarpmış ve ölümüne neden olmuş. 1 hafta yatıp çıkmış ve mahalle kahvesinde (İpneye bir koydum 9 metre havalandı pezevenk) diye geyikliyormuş. Namaz niyaz olayı da bitmiş (kaynak: birisi vasıtasıyla karısı). Kahveden çıkmıyormuş kabadayı / mafya ayaklarıyla takılıyormuş. Onca adam varken Hürriyet’in bu adamı manşete çekmesi hiç hayra alamet değil. İleri de bu adam üzerinden bizi kaşıyacaklar demektir. Ve adamın oturduğu Fatih’te insanlar HAS Parti’ye doğru kaymaya başlamış…sürprizlere açık olmalıymışız:( Haftasonu moralini bozdum ama sana söylemeden geçemedim. Muhabbetle… Halil…”²

“yelizadeley” vakası

Ahmet Hamdi Çamlı isminin kamuoyunda daha geniş tanınması ise 2017 yılında gerçekleşti. O yıl Meclis’te Başkanlık sistemini getirecek Anayasa değişiklikleri görüşülürken, “Periscope” adlı canlı yayın uygulamasında “yelizadeley” isimli bir kullanıcının AKP sıralarından yaptığı canlı yayın dikkat çekti. Ancak AKP milletvekilleri arasında bu isimde biri bulunmuyordu. Kısa süre içinde bu hesabın Ahmet Hamdi Çamlı’ya ait olduğu ve yayını bizzat onun açtığı anlaşıldı. Yayın sırasında yanlışlıkla kendi yüzünü kadraja alan Çamlı, kimliğini ele verdi. Olayın ardından “yelizadeley” hesabı silindi ve canlı yayına dair görüntüler de ortadan kayboldu. CHP’li vekiller, Ahmet Hamdi Çamlı’nın Meclis’te oy kullandığı sırada kendisine “Yeliz” diye seslenmişlerdi.³

“Cihat bilmeyene matematik öğretmek faydasız”

2017 yılında kamuoyunun büyük tepkisini çeken yeni müfredatın açıklanmasının ardından—özellikle evrim teorisinin çıkarılması ve Atatürk’e daha az yer verilmesiyle—dönemin Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, müfredatta yer alan “cihat” kavramına gelen eleştirilere “rahatsızlık duymayın, dinimizde var” diyerek yanıt vermişti. Bu süreçte Habertürk’ten Fatmanur Boylu’ya konuşan Ahmet Hamdi Çamlı, cihadın İslam dininin en temel unsurlarından biri olduğunu ve namazdan da önce geldiğini ifade etti. Çamlı, “Osmanlı padişahlarına baktığımızda neredeyse tamamı cihadı bırakmamak için hacca bile gitmemiştir. Bakanlığımız çok isabetli bir karar vermiş. Namaz dinin direğiyse, cihat çadırdır. Direksiz çadır bir işe yaramaz. Cihat bilmeyen çocuğa matematik öğretmenin faydası yok.” diyerek cihat kavramının eğitimde öncelikli olması gerektiğini savundu. Çamlı o dönemde TBMM Milli Eğitim Komisyonu üyesiydi.⁴

Kadınlara hakaret

Ahmet Hamdi Çamlı’nın sicilinde, AKP’li birçok siyasetçide olduğu gibi, cinsiyetçilik ve kadınlara yönelik hakaret içeren ifadeler de yer alıyor. 2017 yılında attığı bir tweet’te, “Sıradan bir belediye memur’unun kıyabildiği nikah’ı MÜFTÜ Kıyamaz.! Niye, mesele basit = Değer düşmanlığı..!” ifadelerini kullanarak elinde “Müftü Nikah Kıyamaz!” pankartı taşıyan bir kadının karikatürünü paylaştı. Paylaştığı karikatürde, kadının üzerine ürün bandrolü basılmış ve önüne “seri sonu” yazılmıştı. Bu paylaşım, Çamlı’nın kadınlara yönelik son derece aşağılayıcı ve kadın düşmanı zihniyetini bir kez daha gözler önüne serdi.⁵

Karadeniz yolu diye Hindistan yolu

Ahmet Hamdi Çamlı, 2018 yılında attığı bir tweet’le bu kez de kamuoyunu yanıltan bir yalan bilgi yaydı. Çamlı, iki ayrı yol fotoğrafını yan yana getirerek “Eski Türkiye ile AKPARTi dönemi Karadeniz yolları farkı! Ey gidi, nereden nereye…” ifadelerini kullandı. Fotoğraflardan birinde “Eski Türkiye”yi temsilen uçurum kenarından geçen bozuk bir yol; diğerindeyse AKP dönemini temsil eden duble bir yol yer alıyordu. Ancak kısa süre içinde ortaya çıktı ki, Çamlı’nın “Eski Türkiye”ye ait olduğunu iddia ettiği yol fotoğrafı Karadeniz’den değil, Hindistan’ın Himaçhal Pradeş eyaletindeki Kinnaur bölgesindendi. Bölgenin zorlu ve engebeli yolları zaten uzun süredir biliniyor; bu yollarla ilgili çok sayıda video ve fotoğraf da internet ortamında dolaşıyor.⁶

Fethullah’a övgü

AKP’lilerin en karakteristik özelliklerinden biri de geçmişte mutlaka Fethullah Gülen’e övgüler dizmiş olmaları. Ahmet Hamdi Çamlı da bu çizginin dışında kalmadı. 8 Aralık 2013 tarihli bir tweet’inde Çamlı, “Cemaatin omuzlarında basıp KARALAMA KAMPANYASI yapanlar, Hocaefendi YAPMAYIN DİYOR..!” ifadelerini kullandı. Üç gün sonra, 11 Aralık 2013’te attığı başka bir tweet’te ise, “Önemli bir değer olan Cemaat ve Hocaefendi’yi bu hale düşüren sebep ne olursa olsun hiçbir şekilde mazur görülemez.!” diyerek Zaman gazetesinden bir yazı paylaştı. Tepkilerin ardından bu tweet’ini savunmak için bir başka tweet daha atan Çamlı, “11 Ara 2013 tarihinde, ne olup bittiği belli olmadığı bir dönemde, FETÖ’yü açıkça haksız ve kötü niyetle itham etmişiz” ifadeleriyle kendini savunmaya çalıştı.⁷ Ancak bu savunmaları bile, AKP’ye yakın sosyal medya kullanıcılarının tepkisini dindirmedi.⁸ Çamlı’nın geçmişte Fethullahçı yapıya dair övgü dolu çok sayıda paylaşımı hâlâ dijital arşivlerde mevcut.⁹

Tarihi “Zeki Çamlı” Çeşmesi skandalı: Babadan kalma rantçılık

Ahmet Hamdi Çamlı’nın adının karıştığı skandallardan biri de 2020 yılında gündeme geldi. İstanbul’da bulunan Tarihi 1. Mahmut Çeşmesi’ni “restore” ettiren Çamlı, bu tarihi eserin üzerine babası Zeki Çamlı’nın ismini yazdırarak çeşmeye onun adını verdi. Kamuoyunda büyük tepki çeken bu girişimi savunmak için “Ne var bunda?” diyen Çamlı, yaptığı şeyi “normal” olarak nitelendirdi. Ancak kamuoyundaki tepkiler öylesine yaygın ve sertti ki, yandaş gazeteci Fuat Uğur bile Ahmet Hamdi Çamlı’yı eleştirdi. İkili arasında sosyal medya üzerinden sert bir polemik yaşandı.¹⁰

Gazeteci Barış Terkoğlu’nun belgeleriyle ortaya koyduğu bilgilere göre, aslında söz konusu çeşme Ahmet Hamdi Çamlı’nın babası Zeki Çamlı tarafından daha önce rant uğruna yıktırılmış ve yerine apartman yaptırılmıştı. Yani oğul Ahmet Hamdi Çamlı, babasının yıktırdığı tarihi çeşmeyi sözde yeniden yaptırmış, ardından da bu yeni çeşmeye yine aynı babanın ismini vermişti. Bu olay, İskenderpaşa Tarikatı ile Ahmet Hamdi Çamlı arasında da ciddi bir gerilime yol açtı.¹¹

Çamlı’nın aşı endişesi

COVID-19 pandemisinin gündeme oturduğu 2020 yılında Ahmet Hamdi Çamlı, aşılar hakkında yaptığı açıklamalarla da dikkat çekti. Çamlı, “Çip koyacaklar falan filan diyorlar. Endişe duyuyorum. Neticede dünyayı yöneten akıl, uluslararası lobiler, ‘bilime etki eden kuruluşların dizginleri bizde’ diyen insanların çok rahatlıkla insanlar üzerinde etki sağlamak için böyle şeyler yapabileceklerine inanıyorum. Yaparlar.” diyerek komplo teorilerine kapıldığını açıkça dile getirdi. Ardından ekledi:

“Ama neticede ben aşı işinden anlamam. Sağlık Bakanımız başta olmak üzere Cumhurbaşkanımız da ferasetiyle, bilgisiyle, tecrübesiyle bu tip işlere karşı onun da benim hislerimi taşıdığına inanıyorum. Böyle bir şüphe taşıyabilir. Ama onlar bu işi bilen insanlar olarak yakından tetkik ettikleri kanaatindeyim. Eğer onlar yol veriyorsa, bunda bir problem yok diyorsa olmakta fayda var.” Bu açıklamalar, Çamlı’nın bilimsel gerçeklikten ne kadar uzaklaştığını ve komplo teorilerine ne denli açık olduğunu ortaya koydu.¹²

Boğaziçi eylemlerine “parlak” değerlendirmeler

Lise mezuniyeti bile şaibeli olan Ahmet Hamdi Çamlı, 2021 yılı başında Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyum rektör olarak Melih Bulu’nun atanması sonrasında başlayan protestoları da hedef almıştı. Çamlı, konuya dair yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı: “Boğaziçi Üniversitesi bizim yüz akımızdır. Her ne kadar para babası Robert ve misyoner Hamlin tarafından kurulmuş olsa da, bu milletin çocuklarını seküler yetiştirmek, dinsiz yetiştirmek için kurulmuş olsa da süreç içerisinde orada gerçekten vatana millete hizmet eden gençler de çıktı. Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektör olayı ile ilgili tantana oluşturuluyor. Bu bir örgüt hareketi orada icra edildi; tıpkı Gezi olayındaki üç beş ağaçtan yola çıkılarak ülkeyi kaosa sürükleme çalışması yapıldığı gibi, Boğaziçi’nde de bir kibrit çaktılar. Fakat orayı bunlar ellerinden bırakmak istemiyorlar, başaramayacaklar. Boğaziçili çocuklarımızı emperyalistlere yedirtmeyeceğiz.”¹³

Rasim Öztekin’le ilgili “edebi” paylaşım

Ahmet Hamdi Çamlı, 2021 yılında hayatını kaybeden usta sanatçı Rasim Öztekin hakkında yaptığı bir sosyal medya paylaşımıyla da tepki topladı. Çamlı, attığı tweet’te şu ifadeleri kullandı: “Kalpten öldü, Kanserden öldü, Beyin kanamasından öldü, der dururlar… Halbuki, doğduğundan öldü, doğmasaydı ölmezdi!” Bu sözde “edebi” ifade, kamuoyunda büyük bir saygısızlık olarak değerlendirildi.¹⁴

Ahmet Hamdi Çamlı, 10 Kasım 2021 tarihinde, Anıtkabir’in bir fotoğrafını paylaşarak altına “Keşke bir köşesinde de mescid olsaydı…” yazdı. Bu paylaşım büyük tepkiyle karşılandı ve Çamlı’nın Cumhuriyet’e ve laikliğe yönelik eleştirel ve ideolojik tavrının bir örneği olarak kayda geçti.¹⁵

Ona kimse inanmıyor ki

2022 yılı bütçe görüşmeleri sırasında dönemin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Merkez Bankası’nın verilerini söylüyorum, Merkez Bankası’nın verilerini. 31 Aralık 2020 – 24 Kasım 2021 arasında dolardaki artış 5 lira 20 kuruş, 5 lira 20 kuruş arttı. Bu ne demek? Türkiye’nin dış borçları 2 trilyon lira arttı. Bana inanmıyorsanız sizin inandığınız bir iktisatçı var, ona sorun.” ifadeleriyle Erdoğan’ı alaycı bir dille eleştirmişti. Ancak Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerine Ahmet Hamdi Çamlı’nın cevabı, tam anlamıyla bir “tarihi gaf” oldu. Erdoğan’ı kastederek “Ona kimse inanmıyor ki” dedi. Bu cümle, Meclis tutanaklarına da aynen geçti ve büyük yankı uyandırdı.¹⁶

Zamların sorumlusu

Ahmet Hamdi Çamlı, 2022 yılında Akit TV’de katıldığı bir programda yaptığı açıklamalarla bir kez daha kamuoyunun gündemine oturdu. “Bu zamların oluşmasında bizim bir dahlimiz yok. En büyük dahil CHP’de. Bugün olan doğalgaz, elektrik zamlarının tamamı bu zihniyetin ürünüdür. Çünkü onlar paramparça etti memleketi. Kumara verdiler. Ben şimdi kendi malımı ABD’nin dolarıyla almak zorunda kaldım bu nedenle yetiştiremiyorum.” şeklindeki sözleri, akıl almaz bir gerekçe zinciriyle CHP’yi suçlarken, kamuoyunun da alay konusu haline geldi.¹⁷

Merkel gafı

2022 yılında yaptığı bir konuşmada Çamlı, Recep Tayyip Erdoğan’ı öfkelendirecek nitelikte yeni bir gaf daha yaptı. Türkiye’nin savunma sanayiindeki dışa bağımlılığını anlatmak isterken, geçmişte Almanya Başbakanı olan Angela Merkel’e yönelik “Bize bir iki tüfek ver de şu teröristlerle boğuşalım” diye yalvardıklarını öne sürdü. “O da kur yapıyordu bize, parasıyla aldığınız halde diyordu ki ‘Veririm sana tüfeği ama şuna at, buna atma’. Öyle değil mi?” şeklindeki ifadeleri, diplomatik dil açısından son derece sorunlu ve Erdoğan açısından da rahatsız edici bulundu. Merkel’in başbakan olduğu 2005-2021 yılları arasında Erdoğan da Türkiye’de ya Başbakan ya da Cumhurbaşkanıydı. Bu da gafın hedefini daha belirgin hale getirdi.¹⁸

Halk Ekmek kuyrukları

AKP iktidarının ekonomi politikalarıyla halkın karşı karşıya kaldığı yakıt krizini Çamlı kendince farklı bir dille yorumladı. Benzin istasyonlarındaki uzun kuyrukları “bereket yoğunluğu” olarak niteleyerek, yaşanan zamlar karşısında halkın yaşadığı zorluğu görmezden geldi.¹⁹ Bununla da yetinmedi; şehirlerdeki uzun halk ekmek kuyrukları hakkında ise “Halk Ekmek kuyrukları gerçek değil, film çekmek için oluşturuluyor” diyerek halkın yaşadığı yoksulluğu inkar eden bir başka ifadeye imza attı.²⁰

“Atatürk, Türk’ün de Kürt’ün de atası olamaz!”

Ahmet Hamdi Çamlı, sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşımda doğrudan Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef aldı. Tweet’inde şu skandal ifadelere yer verdi: “’Kuran’ı kendi uydurdu’ diyerek Allah’a, Kur’an’a ve Resulüne iftira eden. ‘Toplumu düzeltmek için kendisinde olağanüstü bir güç olduğunu hissederek Kur’an’ı kendi kendine yazdı’ diyerek, haşa Hz. Peygamber’e ‘şizofren’ yaftası yapıştırmaya çalışan bir ATATÜRK, asırlar boyu kıtalara kurtuluş reçetesi İslam’ı canıyla kanıyla taşıyan Türk’ün de Kürt’ün de atası olamaz..! Bu maskeli balo sürdürülemez..! Başta CHP’liler olmak üzere, hâlâ oyunda oynaşta kim varsa silkelenmeli ve artık kendine gelip yek vücut olmalı..! Büyüklük, kudret ve zenginliğin bu tercihte olduğunu tozlu mahzenlerden akıl ve vicdanlara haykıran tarih açıktır..! Yapmayın, milleti birbiriyle uğraştırmayın artık..!” Bu ifadelerle Çamlı, Cumhuriyet’in kurucusunu karalama kampanyasının en önemli figürlerinden biri olduğunu bir kez daha gösterdi.²¹

KİPTAŞ’tan kıyak

Sözcü’nün haberine göre, Ahmet Hamdi Çamlı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin AKP tarafından yönetildiği dönemde KİPTAŞ tarafından hayata geçirilen 5. Levent projesinden daire alan isimlerden biri olarak kayıtlara geçti. İddiaya göre, Kadir Topbaş’ın istifası sonrasında İBB Başkanlığına getirilen Mevlüt Uysal döneminde bu projede “kampanya” adı altında belirli kişilere özel indirimli satışlar yapıldı. Bu indirimlerden yararlananlar arasında bürokratlar, iş insanları ve KİPTAŞ yöneticilerinin yanı sıra Çamlı da bulunuyordu. Habere göre, eski milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, üç daireyi piyasa fiyatının yaklaşık yüzde 22 altında satın aldı.²²

“Kanlı 1923 Darbesi”

Ahmet Hamdi Çamlı, son olarak Cumhuriyet’in ilanını hedef alan ifadeleriyle büyük tepki çekti. Sosyal medyada yaptığı paylaşımda Cumhuriyet’i “kanlı 1923 darbesi” olarak niteleyerek, şu ifadeleri kullandı: “Kadim bir geçmişe sahip aziz millet ve büyük devlet, kanlı 1923 darbesiyle hesaplaşmadan ve helalleşmeden, yeni, terörsüz ve büyük devlet yolunda ilerleyemez..! Bir düdük çalınmalı ve onurlu, beyaz bir sayfa açılmalıdır..!” Bu sözleri sonrası kamuoyundan gelen tepkilere karşı da geri adım atmadı; kendisini eleştirenlere “Çamuriyetçi” diyerek hakarette bulundu.²³ Çamlı’nın bu ifadeleri nedeniyle birçok kesim savcılıklara suç duyurusunda bulundu. Ancak henüz hakkında herhangi bir soruşturma açılmaması da tepki konusu oldu.

Ahmet Hamdi Çamlı her ne kadar dışarıdan bakıldığında bir karikatür figürü gibi görünse de, aslında AKP düzeninin tam da cisimleşmiş hali. Sistemden yağmaladığı kadarını kendisine mal ediyor, AKP’nin ideolojik ve ekonomik yıkım düzenini ete kemiğe büründürüyor. İşte tam da bu nedenle Çamlı gibi tiplerle mücadele, sadece bir kişiyle değil, temsil ettiği zihniyetle hesaplaşmak anlamına geliyor. Biz mücadeleden bahsederken tam olarak bu düzenle, bu çürümüşlükle ve bu karanlık zihniyetle hesaplaşmaktan söz ediyoruz. Bu mücadele de bir tercihten değil, zorunluluktan doğuyor.

Notlar: