Beş dakikalık muayene süresiyle teşhis imkansız hale gelirken, şimdi de işe giriş, ehliyet ve sporcu lisansı gibi temel sağlık raporları paralı oldu. Bakanlık, “isteğe bağlı” diyerek sorumluluktan kaçıyor, yük ise sağlık emekçilerinin ve halkın omzuna yükleniyor.
Nisa Nur Ayaş
Sağlık ve yaşama hakkı, her yurttaş için en temel haklardan biri olarak tanımlansa da, her geçen gün kamuculuktan uzak bir sağlık sistemine daha da yaklaşıyoruz. Özellikle son yıllarda “Sağlıkta Dönüşüm Programı” adı altında yaşanan gelişmeler, bu yönelimin somut göstergeleri hâline gelmiş durumda. Devlet hastanelerinde muayene süreleri ortalama beş dakikaya düşürüldü. Bu değişiklik, kamuoyuna “daha çok hastaya hizmet veriliyor” şeklinde pazarlanarak olumlu bir gelişme gibi sunuldu. Ancak ne yazık ki gerçek bundan oldukça farklı. Tanı koymak ve gerekli tedavi sürecini başlatmak için yeterli olmayan bu süre, yurttaşların nitelikli sağlık hizmetine erişimini neredeyse imkânsız hâle getiriyor. Muayeneden tatmin olmayan yurttaş ise çareyi ya yeni bir randevu alıp daha uzun süre beklemekte ya da özel hastanelere yönelmekte buluyor.1
Buna ek olarak, siyasi iktidarın reklamını son yıllarda her fırsatta yaptığı Şehir Hastaneleri projesi de kamucu bir anlayıştan fersah fersah uzakta. Kamuoyunda hâlâ birer devlet hastanesi olarak algılansa da, gerçekte şehir hastaneleri, Sağlık Bakanlığı’nın en az 25 yıl boyunca kira ödemeyi taahhüt ettiği özel şirketler tarafından inşa edilen yapılardır. Bu hastanelerin açılabilmesi için ise mevcut kamu hastanelerinin yatak sayıları azaltılıyor, hatta bazıları tamamen kapatılıyor. Üstelik içinde otel zincirlerinden özel şirketlere kadar birçok ticari kuruluşun yer aldığı bu yapılar, kamucu sağlık anlayışının reddi niteliğinde.2
İşe girmek “isteğe bağlı”
Tüm bu gelişmelerin üzerine, geçtiğimiz hafta sağlıkta kamuculuğun tasfiyesine yönelik bir adım daha atıldı. Sağlık Bakanlığı tarafından “Ek-2 Sağlık Hizmetleri Fiyat Tarifesi”nde yapılan güncellemeyle birlikte, ehliyet başvurusu, sporcu lisansı, işe giriş ve silah ruhsatı gibi özel amaçlı sağlık raporları için ücret alınacağı açıklandı. Bakanlık, bu kararı “sağlık sisteminin daha etkin işlemesi ve kamu kaynaklarının verimli kullanılması” gibi gerekçelerle savundu. Söz konusu güncellemeyle tek hekim ve sürücü belgesi sağlık raporları için 300 TL gibi bir fiyat belirlenirken, çok sayıda rapor için bu rakamın da üzerine çıkan ücretler var.3
Buradaki temel sorunlardan biri ise, yurttaşlar için zorunlu olan bu sağlık raporlarının “özel amaçlı” ya da “isteğe bağlı” olarak kategorize edilmesi. Sağlık Bakanlığı’nın konuya ilişkin hazırladığı bilgilendirme afişinde, bu raporlar için “İsteğe Bağlı Rapor Nasıl Alırım?” başlığı tercih edildi.4 Afişte ödeme yöntemlerinden raporun nasıl görüntülenebileceğine kadar birçok teknik bilgiye yer verilse de, bu raporların birçok yurttaş için yaşamsal zorunluluk içerdiği gerçeği göz ardı ediliyor.
Emekçinin cebinden çıkıyor
Bu rapor ücretlendirmesinden en çok etkilenecek kesimlerin başında emekçiler ve öğrenciler geliyor. Özellikle işe giriş aşamasında talep edilen sağlık raporu, zorunluluk niteliği taşıyor. Henüz iş sahibi bile olmayan yurttaşlardan bu rapor için para talep edilmesi, mevcut ekonomik kriz koşullarında büyük bir çelişkiyi gözler önüne seriyor. Yoksulluğa mahkum edilmek istenen emekçiler, daha iş bile bulamadan sağlık hizmeti için ödeme yapmak zorunda kalıyor.
Ayrıca, sporcu lisansı başvurusunda bulunanların önemli bir kısmının öğrenci olduğu unutulmamalı. Herhangi bir bireysel ya da takım sporu turnuvasına katılabilmek için zorunlu olan bu lisanslar da artık “özel” ya da “isteğe bağlı” kategorisine sokularak ücretlendirilecek. Bu da gençlerin sportif faaliyetlere katılımının teşvik edilmesi gerekirken, aksine zorlaştırmış olacak.
Uzun yıllar ücretsiz olarak verilen sürücü belgesi sağlık raporu da artık ücretli hâle getirilen belgeler arasında. Bakanlığın yaptığı açıklamalarda yer alan, “Her basamakta ücretli olan ‘Özel Amaçlı Sağlık Raporları’nın Aile Sağlığı Merkezleri’nden (ASM) daha az ücretle alınabilmesinin yolu açıldı” ifadeleri ise gerçeği tam olarak yansıtmıyor.5 Çünkü bu raporlar, geçmişte ASM’lerden ücretsiz olarak temin edilebiliyordu. Şimdi ise sadece diğer hastanelere kıyasla biraz daha ucuz hâle gelmesi, bir lütufmuş gibi sunuluyor.
Kamu kaynaklarının “etkin” kullanımı adı altında alınan bu rapor ücretlendirme kararı, gerçekte ekonomik krizin faturasının yine halkın sırtına yüklendiğinin en somut örneklerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Ehliyet almak, işe başlamak, spor yapmak ya da araç kullanmak gibi temel ve gündelik ihtiyaçlar için gerekli olan bu sağlık raporları isteğe bağlı olmadığı gibi, paralı da olmamalı. Yurttaşlara eşit, nitelikli ve ücretsiz sağlık hizmeti sunulmadan; kamucu ve etkin bir sağlık sisteminden söz etmek mümkün olmayacak.
Notlar:
- https://istabip.org.tr/7905-basin-aciklamasi-saglik-2-dakikaya-sigmaz.html ↩︎
- https://www.ttb.org.tr/kutuphane/s_hastane_br.pdf ↩︎
- https://www.ntv.com.tr/galeri/ekonomi/saglik-raporu-ucretleri-2025-saglik-raporu-ucretli-mi-oldu-ne-kadar-aile-hekimligi-saglik-raporu-ucretleri-sorgulama,feMPrZqsR06XgbHVIr8bhQ/RzeykF5fpUSuV_O5BAC4rA ↩︎
- https://dosyaism.saglik.gov.tr/Resim/592221/0/sb-odeme-afis-1-1jpg.png ↩︎
- https://www.trthaber.com/haber/saglik/saglik-bakanligi-ozel-amacli-saglik-raporlarinin-detaylarini-acikladi-911042.html ↩︎