Güney Kore’de ‘Cagongjok’ olarak tanımlanan gençlerin ‘gün boyu kafelerde oturması’ yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi.
Güney Kore’nin başkenti Seul’de işletme sahipleri, gençlerin kafelere gelip ‘saatlerce kalkmamasından’ şikayetçi.
‘Cagongjok’ olarak tabir edilen öğrenci ve beyaz yakalı gençler, saatlerce oturup elektronik eşyalarını şarj ederek, kafeleri ‘ofise çevirmekle’ suçlanıyor.
Güney Kore medyasında bu kavram kavramı özellikle 2010’lardan itibaren kullanılmaya başlandı. Tanım, ‘kendi kendine ders çalışan, çalışan tayfa’ gibi bir anlam taşıyor. Bu tanımlama zamanla sadece ders değil, iş yapan beyaz yakalıları da kapsar hale geldi.
İşletmeler, başta müşterilerine doğrudan ‘çalışma alanları’ sunarken, koronavirüs pandemisiyle birlikte artan bu talep, işletme sahipleri açısından ‘daha az kar getiren’ bir sorun haline geldi.
Masaları ‘işgal ettiği’ belirtilen gençlere karşı, bazı kafeler çeşitli önlemler yürürlüğe koydu.
Örneğin Starbucks Kore’nin yeni kurallarına göre, masa ve prizleri ‘aşırı derecede işgal edenler uyarılacak’. Bazı diğer işletmeler de, “No Study Zone” (Çalışmaya kapalı alan) ilan ederek ders çalışmayı yasakladı.
Konuya dair tartışmalarda ‘işgal’ ya da ‘yer kaplama’ gibi iddialar öne çıkarılsa da, aslında temel mesele gençlerin mekanlarda çok vakit geçirmeleri değil, yeterince para harcamaması.
Güney Kore’de gençler ne yaşıyor?
Güney Kore’de, özellikle Seul gibi metropollerde yaşayan bir öğrenci ya da beyaz yakalı gencin hayatı, dışarıdan bakıldığında modern ve parlak gözükse de içeriden oldukça ağır bir yük barındırıyor. Sistemin genç kuşaklara yüklediği ciddi bir barınma, geçim ve çalışma baskısı var.
Seul’de konut fiyatları dünyanın en yükseklerinden. Ortalama bir beyaz yakalı maaşıyla ev almak ise hayal.
Bu yüzden öğrenciler ya da genç çalışanlar genellikle ‘gosiwon’ adı verilen daracık, penceresiz, çoğu zaman birkaç metrekarelik odalarda yaşıyor. Bu odaların çoğu tek bir yatağı ve küçük bir masayı ancak sığdırabiliyor.
Öte yandan Güney Kore’de beyaz yakalılar haftalık resmi 52 saat sınırına rağmen sık sık fazla mesai yapmak zorunda kalıyor ve ‘ofis sonrası’ denen kültürde, iş çıkışında patron veya mesai arkadaşlarıyla içmeye gitmek zorunda kalıyor.
Koreli bir genç için hayat çoğunlukla ‘çalış, faturaları öde, ertesi gün tekrar çalış’ döngüsünden ibaret. Seul kafelerinde saatlerce oturan ‘cagongjok’ gençler de, bu seçeneksizliğin somut bir sonucu.