Kendisini “anarko-kapitalist” ve “liberteryen” olarak tanıtan, Twitter biyografisinde “Ekonomist” ibaresini gururla taşıyan Javier Milei, Arjantin’i kurtarmak vaadiyle geldiği başkanlık koltuğunda, ülke tarihinin en acımasız ve eşitsiz ekonomik deneylerinden birini halka dayatıyor. Peki, bu politikalar gerçekten “ekonomik başarı” mı, yoksa sermayenin sırtını dayadığı, halkın ise sırtından bıçaklandığı devasa bir servet transferi mi?
Arjantin’de Javier Milei’nin iktidara gelişi, yalnızca yeni bir başkanın seçilmesi değil, neoliberalizmin en keskin biçimlerinden birinin ülke ölçeğinde denenmesidir. Gerçekte ekonomiyi kurtarmaktan çok neoliberal politikalarını ülke halkına dayatan Milei’nin ekonomi politikaları, uluslararası sermaye çevrelerinde “cesur reform” diye alkışlanırken, Arjantin halkı için açlık, işsizlik ve sosyal yıkım anlamına gelmektedir.
Milei’nin başkanlık koltuğuna oturur oturmaz uyguladığı “şok terapi”[1], ülkenin parasını bir gecede yarı yarıya değersizleştirdi. Peso’nun bu sert devalüasyonu[2], işçilerin maaşlarını, emeklilerin birikimlerini, halkın alım gücünü silip süpürdü. Üç haneli enflasyon, temel gıda fiyatlarının birkaç gün içinde katlanması, insanların maaşlarını alır almaz dolara çevirip erzak stoklamaya çalışması, Arjantin’in gündelik manzaraları haline geldi. Milei’nin özgürlük adına sunduğu piyasa reçetesi, halkı her geçen gün yeniden yoksullaştıran bir mekanizmaya dönüştü.
Milei’nin politikasının halk üzerindeki etkisini en çıplak biçimde ulaşım ve enerji sübvansiyonlarının kaldırılmasında görmek mümkün. Daha önce devlet desteğiyle görece düşük seyreden otobüs, metro ve tren biletleri birkaç ay içinde üç-dört katına çıktı. Buenos Aires’in yoksul mahallelerinde yaşayan işçiler, işlerine gitmek için maaşlarının önemli bir kısmını artık yola harcamak zorunda. Benzer şekilde elektrik ve doğal gaz faturaları, tek maaşla geçinmeye çalışan aileler için neredeyse ödenemez hale geldi. Kış aylarında faturalarını ödeyemeyen emekliler soğuk evlerde yaşam mücadelesi verirken, büyük enerji şirketleri rekor kâr açıklıyor.
Liberallerin dillerinden düşürmediği “bir adam geldi, Arjantin’i içinde bulunduğu sefaletten kurtardı” masalları, Milei’nin uyguladığı politikalar ve bu politikaların pratikteki karşılığı ile bağdaşmıyor. Emekli aylıklarını budamak, yoksulluk ödeneklerini tırpanlamak, engelli haklarını gasp etmek… Bunlar Milei’nin “özgürlük” diye sunduğu politikaların gerçek yüzü. Tam tersine bu reçeteler Arjantin’i refaha değil, daha derin bir krize sürükledi. Resmî INDEC verilerine göre 2025’in ilk çeyreğinde işsizlik oranı %7,9’a yükseldi; bu, son dört yılın en yüksek düzeyi ve yaklaşık 250 bin kişinin işsiz kalması demek[3]. Yoksulluk oranı ise, 2024 sonunda kısa bir düşüş göstermesine rağmen, hâlâ şehir nüfusunun üçte birini pençesinde tutuyor. Halk için anlamı ise açık: işsizlik, açlık ve yoksulluk.
Bu politikaların yarattığı öfke, sokakta da kendini gösterdi. Emekçilerin alın terine göz diken, engelli ödemelerini dahi kesen Milei, Buenos Aires eyaletinde taşlı, şişeli bir saldırıya uğradı[4]. Bu yalnızca bir güvenlik olayı değil; yönetimin meşruiyetini hızla tükettiğinin ve halkın sabrının taşmakta olduğunun işaretiydi.
Kamulaştırma politikaları da yerine özelleştirmeye bıraktı, kamusal yatırımlar bir bir tasfiye edildi. Bakanlıkların kapatılması, kamu harcamalarının kesilmesi, sağlık ve eğitimdeki bütçe daralmaları, devletin yurttaşını koruyan değil, sermayenin çıkarlarını daha fazla kollayan bir aparata dönüşmesine yol açtı. Kamu hastaneleri kaynak yetersizliğiyle işlemez hale gelirken özel klinikler kârlarını katladı. Devlet okullarının imkânları daralırken, paralı eğitim kurumları hızla büyüdü. Sosyal yardımların geri çekilmesi, özellikle emekçiler ve kadınlar için hayati sonuçlar doğurdu: bakım yükü bireylere yıkıldı, iş gücü piyasasındaki güvencesizlik derinleşti, emekliler ve işsizler sefaletin kıskacına mahkûm edildi. Liberallerin alkış tuttuğu Milei’nin “özgürlük” sloganı, bu koşullarda yalnızca sermayenin özgürlüğü anlamına geldi; halk için ise en temel hakların parayla satın alınan (çoğunlukla da alınamayan) ayrıcalıklara dönüşmesi demekti.
Kazananların kimler olduğu ise belli. Devletin sübvansiyonları kaldırması ve fiyat kontrollerini ortadan kaldırması, kartellerin ve tekellerin sınırsız bir alan bulmasına yol açtı. Özelleştirme ile birlikte enerji şirketleri faturaları katladı, gıda üreticileri fiyatları istedikleri gibi belirledi, spekülatif fonlar ülkenin krizini kâr hanesine yazdı. Milei eliyle iyice vahşileşen düzen, ülkenin bütünüyle kapitalist saldırganlığa teslim edildiğinde ne olacağını bir kez daha gözler önüne serdi: Aşağıdan yukarıya devasa bir servet transferi. İşçiler, emekliler, gençler, kadınlar her gün biraz daha yoksullaşırken, uluslararası sermaye ve büyük şirketler “ekonomik başarı” adı altında yağmayı sürdürdü.
Uluslararası basının Milei’ye duyduğu hayranlık, onun politikalarının halkı yoksullaştırmasından değil, küresel sermaye için yarattığı “yatırım fırsatlarından” kaynaklanıyor. New York Times, Financial Times ya da Bloomberg gibi merkezler, Milei’nin “cesur” reformlarından söz ederken aslında Arjantin halkının çektiği açlığa değil, ülkenin “piyasa dostu” bir zemine ne kadar güçlü bir biçimde oturtulduğuna bakıyor. Çünkü uluslararası finans dünyasının gözünde başarı, işsizliğin artmaması ya da emeklinin sofrasına yemek koyabilmesiyle değil, ülkenin borçlarını düzenli ödeyip yabancı yatırımcıya güven vermesiyle ölçülüyor. Milei’nin para birimini sert biçimde devalüe etmesi, sübvansiyonları kaldırması, devletin ekonomiye emekçi halk lehine müdahale yollarını tıkaması, bu çevreler için bir “temizlik operasyonu” anlamına geliyor. Onlara göre Arjantin, krizini atlatmak için dibe vurmalı ve sermaye için daha cazip bir pazar haline gelmeli. Bu bakış açısında halkın açlık sınırının altında yaşaması bir sorun değil; aksine, ucuz iş gücünün ve yüksek kâr marjlarının ön koşulu olarak görülüyor. Yani uluslararası basının Milei’yi parlatması, aslında emperyalist kapitalist sistemin kendi çıkarlarını savunmasının başka bir şey değil.
Burada ideolojik bir boyut da var. Milei’nin uyguladığı politikalar, neoliberalizmin krizden çıkış formülü gibi sunuluyor. 1980’lerden bu yana defalarca denenmiş ve her seferinde eşitsizlikleri derinleştirmiş bu reçeteler, yine “özgürlük” ve “serbest piyasa” retoriğiyle pazarlanıyor. Uluslararası medya, bu deneyin başarısızlığının görünür olmasını istemiyor, çünkü başarısızlık yalnızca Arjantin için değil, uluslararası düzeyde kapitalist zihniyetin ve neoliberal dönüşümün meşruiyetini zedeleyecek bir gelişme olurdu. Bu yüzden Milei’nin adımları açlık ve sefalet yaratsa da, haberlerde “reform”, “cesaret” ve “kararlılık” gibi olumlu kelimelerle süsleniyor. Sonuçta, Milei’yi parlatanlar için asıl mesele, Arjantin halkının yaşadığı yıkım değil; uluslararası tekellerin önündeki bariyerlerin kaldırılmasıdır. Halkın sırtındaki yük, onların gözünde yalnızca bir yan etki, hatta bir başarı göstergesidir: çünkü daha ucuz iş gücü ve daha yüksek yatırım getirisi demektir. Milei, bu açıdan bakıldığında, bir ekonomist değil, emperyalistlerin çıkarlarına hizmet eden bir gericidir. Uluslararası basının alkışladığı da tam olarak budur.
Arjantin’de yaşanan, bir ekonomik başarı öyküsü değil; toplumsal yaşamın her alanının piyasalaştırılması, eşitsizliğin kurumsallaştırılması ve büyük bir yağmadır. Milei, halkını kurtaran bir ekonomist olarak değil, ülkesini küresel finansın deney tahtasına çeviren bir aparat olarak tarihe geçecektir. Bugün Wall Street’te yükselen alkışların karşısında, Buenos Aires’in sokaklarında açlıktan yükselen sesler var. Ve yarın, Arjantin halkının hafızasında kalacak olan, Milei’nin adıyla özdeşleşmiş bir yıkım olacak.
Notlar:
[1] https://www.piie.com/blogs/realtime-economics/2024/mileis-shock-therapy-faces-uphill-battle-argentina
[2] Grainger, J. (2025, July 31). Peso posts worst month since Milei’s 2023 devaluation. Buenos Aires Times; BATimes Newspaper. https://www.batimes.com.ar/news/economy/argentine-peso-posts-worst-month-since-mileis-2023-devaluation.phtml
[3][3] Herald, B. A. (2025, June 20). Unemployment in Argentina rises to 7.9%, the highest in four years. Buenos Aires Herald. https://buenosairesherald.com/economics/unemployment-in-argentina-rises-to-7-9-the-highest-in-four-years
[4] (2025). X (Formerly Twitter). https://x.com/serbestiyetweb/status/1960822314238665144